Yüzme bilmiyorsan denize girmeyeceksin... Denize giriyorsan suyun kaldırma kuvvetinin seni hayatta tutmaya yetmeyeceğini önceden hesap edeceksin...
Hesap etmezsen boğulur gidersin...
Ya Alagadi kıyılarında yada Karpaz açıklarında…
Her siyasetçi kazanmak için politika yapar...
Siyaset sahnesine çıkan, kazanmak için neyi nasıl yapmak gerektiğini öğrenmek zorundadır...
En azından dünyada başarılı siyasetçilerin hayatlarını incelemelidir...
Başarısız her siyasetçinin dilinden düşürmediği küçük bir ülkeyiz, zaten demokrasi falanda yok gibi çıkışlar çaresizlik belirtisi, siyaseten tükenmişlik işaretidir…
Beğensek te, beğenmesek te demokrasiyle yönetilen bir ülkeyiz...
Bal gibi demokrasi var bu ülkede...
Seçmen var, seçim sandığı var, seçilmişler ve bunlardan oluşan bir meclisi var...
Birkaç aydır Kurultay’a kilitlenmiş olsa da pazartesinden itibaren bir iktidarı var bu ülkenin...
Hem de ülkenin siyasi tarihiyle bütünleşmiş bir iktidar...
Kısa bir dönem dışında mütemadiyen halkın görev verdiği güvendiği bir iktidar...
Ve bu ülkede; önceki iktidarın ülkeye verdiği hasarı tamir etmeye, ülkeyi sürüklediği ümitsizlik bataklığından çıkarmaya çalışan, anavatanla bozulan ilişkileri tamir etmek için uğraş veren, asrın projesi olarak isimlendirilen dev adımı sonuçlandırmaya azimli bir Başbakan var...
İktidar cephesinde pazartesinden sonra herhangi ciddi bir sorun görünmüyor...
Muhalefette durum ne yazık ki bu kadar ümit verici değil!..Ana muhalefet partisi neredeyse bütün tezlerinde, kelimenin tam anlamıyla çuvalladı. Hemen barış vadederek iktidara geldi ama tek bir adım ilerleme sağlayamadan, ülkeyi her anlamda çöküşün eşiğine getirdikten sonra iktidardan uzaklaşmaya mecbur oldu.
Diğer siyasi partilerin durumu daha da kötü. O kadar sıradan siyaset yapıyorlar, o kadar kötü muhalefet ediyorlar ki, susuzluktan ölseler, iktidar bir bardak su ikram etse “hayır karşıyım” dan başka ağızlarından laf çıkmayacak sanki...Böyle bir muhalefet kompozisyonu iktidar içinde büyük şanssızlık…