Ülke kelimenin tam anlamıyla bir karmaşaya doğru sürükleniyor. Ülkenin iktidar partisi koltuğa sen mi oturacaksın ben mi oturacağım diyerek çocuklar gibi itişip duruyor.
Bir ülke düşünün, en köklü partisi Kurultay’a gidiyor, seçim yapılıyor ama yapılan bu seçim kimseyi tatmin etmiyor.
Bir ülke düşünün, iktidar partisi Genel Başkanını seçemiyor, yapılan Kurultay sonrasında tam ortadan ikiye bölünüyor.
Bir ülke hayal edin, Başbakanı, tartışmalı hale gelen/ getirilen koltuğunu mahkeme koridorlarında kurtarmaya çalışıyor.
Bir muhalefet hayal edin, ellerini ovuşturarak iktidar içerisinde bölünmenin derinleşmesini bekliyor, seçimlerde vatandaşın vermediği koltuğu çıkan kargaşadan yararlanarak kapmayı umut ediyor.
Buradan ilgili bütün kesimleri bir kez daha uyarma ihtiyacı duyuyoruz: Bu gelişmeler ve son günlerde siyasilerin yaptığı ayrıştırıcı açıklamalar devlet yönetiminde tehlikelidir ve vatandaş üzerinde sosyolojik, psikolojik, ekonomik olarak yıkıcı etki etki gösterir.
Üzücü ama bugün ülkemizde her geçen gün derinliği, şiddeti artan böyle bir kutuplaşma var. Siyasilerimizin vizyonsuzluğu, vatandaşın refah, huzur ve güvenini öncelik edinmeyen anlayışları nedeniyle ülke tam anlamıyla çöplük görünümdedir.
Eğitim ve turizm ülkesi olduğumuzu söylüyoruz ama bu söylemin gerektirdiği gibi davranmıyoruz. Eğitim ve turizm adasının başkenti çöpten şehre dönmüş, korku filmleri için özel hazırlanmış gibi. Caddede yürürken, çöp tepelerinin yanından geçerken dev gibi farelerin üzerinize saldıracağı hissine kapılıyorsunuz. Burnunuzun direğini kıracak kadar keskin kokular yayılmış her tarafa.
Devlet kurumları işlerliğini kaybetmiş, yasasıyla masasıyla kelimenin tam anlamıyla dökülüyor ama çözüm bulması gerekenler bu dökülmüşlüğü otantik buluyorlarmışcasına ilgisizlik içindeler.
Bu ülkeye yatırım yapan iş adamları, dünya konjektörüne aldırmadan çocukluktan kalma fantezilerini tatmin edercesine oynayan siyasetçilere kızgın.
Bu mahkeme süreci iktidar partisindeki ayrışmayı derinleştirecek, kutuplaşmayı artıracaktır. Bu tabloda, yakın gelecekte istikrarın sağlanması mümkün görülmüyor.
Ve vatandaş soruyor… Bizim durumumuz ne olacak? Bizim sorunlarımızla kim ne zaman ilgilenecek? Lefkoşa’da karantina ilan etmekten bahsediyor yetkililer. Tehlikenin boyutları bu kadar büyüdü. Kim çözecek bu sorunları? Umutlu olmak için tek bir neden istiyoruz? Bize bir tek neden verin diyorlar…
Diyorlar demesine de… Hani bir türkü vardır, hatırlayacaksınız.
Bu günüm harap oldu dünden iyimidir ki
Doktor hasta ben hasta benden iyimidir ki
Durumumuz aynen böyle...