Bütün dünyada insanlık, huzursuzluk girdabına kapılmış oradan oraya savrulup duruyor. İnsanlık, tarih boyunca bu denli kamplara ayrılmamıştı. Kamplaşmalar tarihin hiçbir döneminde bu kadar keskin ve tehlikeli boyuta ulaşmamıştı.
Bütün dünyada insanlık, huzursuzluk girdabına kapılmış oradan oraya savrulup duruyor. İnsanlık, tarih boyunca bu denli kamplara ayrılmamıştı. Kamplaşmalar tarihin hiçbir döneminde bu kadar keskin ve tehlikeli boyuta ulaşmamıştı.
Kendimizi koskoca dünyada köşeye sıkışmış hissediyor, zaman zaman ufukta çıkış yolu göremediğimiz için ümitsizliğe düşüyoruz. Tecavüz, cinayet, soygun gibi sık sık ortaya çıkan suçlar nedeniyle, birbirimize güvenimiz her geçen gün biraz daha azalıyor ve yabancılaşıyoruz. Yabancı düşmanlığı olarak tanımlanabilecek davranışlar sergiliyor, kavgaya ve intihara eğilimli bir toplum olma yolunda hızla ilerliyoruz. Kendimizi kapana sıkışmış gibi hissediyoruz. İçimiz sıkılıyor, her şeyden şikâyet ediyor hiçbir şeyden zevk almıyoruz.
Peki, gerçekte ne oluyor?
Üstümüze üstümüze geldiğini düşündüğümüz şeyler gerçekten var mı?
Acaba elimiz, ayağımız gerçekten prangalanmış mı?
Herkes düşman mı?
Yoksa bütün bunlar bir yanılsama mı?
Elbette bir yanılsama. Bir algı yanılması. Gerçekte bütün sorunlarımızın temel nedeni düşüncelerimiz üzerindeki kontrolümüzü, hâkimiyetimizi kaybetmiş olmamızdır. İnsanlık tarihi boyunca her zor durumdan bir çıkış yolu bulmuştur.
Aslında her zaman çözüm yanı başımızdadır. İşin kolaycılığına kaçmadan sorunları değerlendirmek gerekir çoğunlukla. Günlük heyecanlardan soyutlanarak gelişmeleri ele almak, her olayı neden sonuç ilişkisi içinde değerlendirmek doğru sonuç verir.
Bugünlerde açıklanan ekonomik paketle ilgili yaklaşımlarda neden sonuç ilişkisi içerisinde ele alınmalı, dünya batarken bizim keyif çatarak yaşamamızın mümkün olmadığı unutulmamalıdır.
Ekonomik paketle ilgili ileri sürülen hazırlayanlar biz değildik, parayı bize vermeyecekler, biz kafamıza göre harcayamayacağız gibi yaklaşımlar hem yanlış hem Anavatana karşı yapılan büyük bir ayıp, hem de vatandaşı yanlış bilgilendirdiği için zararlıdır.
Öldük, bittik, battık gibi feveranlar ne ülkeye nede insanımıza bir şey kazandırmayacaktır.