Kıbrıs Türk Gazeteciler Birliği’nin öncülüğünde oluşturulan Medya Etik Kurulu önceki gün atılan imzalarla hayata geçti...
Konu hakkında geçen hafta Star Kıbrıs Medya Grubu’nu ziyaret eden Gazeteciler Birliği yöneticileri, deklerasyon hakkında kısaca bizleri de bilgilendirmişti...
Başta Birlik Başkanı Hüseyin Güven olmak üzere ziyaretimize gelen yöneticilere, Kıbrıs Türk basını adına atılacak her türlü olumlu adımın destekçisi olacağımızı beyan ederek kendilerine bu konuda açık çek verdik...
Bu desteğimiz ve kendilerinin yaptığı, iyi niyetli olduğuna yürekten inandığımız ‘Medya Etik Kurulu’ konusundaki fikrimiz değişmedi...
Ülke genelinde faaliyet gösteren yayın organları tarafından da onaylanması durumunda, Medya Etik Kurulu’nun belirlediği kurallara uymayı bir görev olarak kabul edeceğiz...
Kuzey Kıbrıs’tan yayın yapan devlet ve özel televizyonlar Yayın Yüksek Kurulu tarafından denetleniyor...
Son dönemde ciddi şekilde uygulanan kurallar sayesinde artık televizyonlarda her önüne gelen her istediğini konuşamıyor...
YYK’nın uyguladığı oto kontrol sayesinde gayri ihtiyari olarak ağızdan çıkan bir kelime yüzünden bile televizyon kanalına ceza gelebiliyor...
YYK kurallarına uyma sözü veren kanallarda bunu mecburen ödüyor...
İşin ucunda maddiyat olunca, haliyle YYK’dan önce kurum içinde programcılar ve konuklar ‘Hassas’ konularda önceden bilgilendiriliyor...
Bunda şüphesiz Televizyonların kendi aralarında kurduğu birlik ve YYK ile yaptığı uyumlu çalışmaların rolü büyük...
Kuzey Kıbrıs’taki gazeteleri denetleyen, eleştirinin sınırını belirleyen bir makamın olmaması yıllardır seslendirildi...
Bu yönde yapılan girişimler hep sonuçsuz kaldı...
Bugün gazetelerde kalem oynatan hemen herkes Kıbrıs Türk basınında kirlenme yaşandığından dem vuruyor...
Bir taraftan kirlenme var diyen kişiler bir taraftan başkalarına yargısız infaz yapmaktan çekinmiyor...
Bunun nedeni herkesin yaptığı gazeteciliği doğru olarak görmesinden kaynaklanıyor...
Çünkü bugüne kadar kimseye yaptığı hataları hatırlatan bir kurum olmadı...
Umarız, Gazeteciler Birliği’nin attığı bu adım başarıyla sonuçlanır...
Yoksa herkesin şikayet ettiği fakat bir türlü kendisinde kabahat aramadığı basın kirliliği devam edip gidecek...
Özellikle Medya Etik Kurulu’nda görev yapacağı belirtilen 7 kişinin seçiminde, gazete yönetimlerinin kabulü konusunda çok hassas davranılmalı...
Mesela; hiç özel sektörde çalışmamış, gazeteciliğin mutfağında bulunmamış, eline fotoğraf makinesi alıp birgün olsun haber peşinde koşmamış, bilgi toplamamış, meslek hayatı memurluktan ibaret olan birisi, sırf isminin önünde ünvanı var diye denetçi olarak atanırsa bunu ülkedeki hiçbir gazete yöneticisi kabul etmez...
7 kişilik kurul için belirlenen isimler üzerinde; sendika, dernek veya birliklerin görüşlerinin yanı sıra mutlaka gazete yönetimlerinin onayı da alınmalıdır...