Barış demokrasi tasavvuruna sahip herkes ekonomik krizin katalizör görevi göreceği yönündeki inancını ortaya koyarken bir şeyi unuttu: Helenmegolomanlığını… Dün televizyon kanalımızda konuk olan Maliye eski Bakanı Rüstem Tatar, Rumların ne denli kendini beğenmiş bir millet olduğunu hatırlatıp, anlaşma beklemenin abesle iştigal olduğunu söylemişti ki, sağolsunFileleftehros Gazetesi yazarı Kostas Venizelos Tatar’ı yalancı çıkarmadı!
Tatar haklı, zira ırklarıyla övünmeye azmettirilmiş bir milletten bahsediyoruz. Gelelim Venezilos’un dediklerine:
“Aslında herkes tarafından bilinen bir şeyi ortaya koymak için, Kıbrıs’ın ‘yeminli düşmanlarını’ aramaya gerek yoktur. Olağan şüpheliler, ekonomik krizin Kıbrıs sorunu ‘bitirmek’ için fırsat olduğu düşüncesiyle plan yaparak, yeniden geliyorlar. ‘Krizin çözüm için fırsat’ olduğu konusunda söylenenler, üzgünüz ama deterjan reklamına benzemiyor. Çünkü kriz, vatandaşlar meteliksiz kaldığı zaman ve önlerinde daha bir iyi seçenek olmadığı zaman, çözüm için fırsat olabilir. Kısacası halk hem ekonomik krizin ağırlığını, hem de bu koşullar altında işlerine gelmeyen çözümü omuzlarına yüklenmeyecektir.Türkiye’nin, siyasi ve stratejik rant elde etmek, aynı zamanda Annan Planına geri dönmek için ekonomik krizi değerlendirmeye çalıştığı aşikardır. Türk yetkililer yaptıkları tüm açıklamalarda sürekli olarak 2004 yılında yaşananlara ve o dönemde güya kaybedilen fırsata atıfta bulunuyorlar.
Lefkoşa’nın ekonomi konusunda ayaklarını bulmaya çalıştığı bir esnada, sahne yavaş yavaş kuruluyor.
Downer bölgeye yeniden geliyor ve son ziyaretinde yaptığı açıklamanın aksine, müzakere sürecini hızlandırmanın yöntemlerini arıyor. Downer Başkanlık seçimleri sonrasında adaya geldiği zaman yeni başkana, ekonomik konularla ilgilenmesi için zaman vereceğini açıklamıştı. Ancak şimdi arabulucular (İngilizler ve Amerikalılar) tarafından ikna edilmişe benziyor ve yazdan önce Kıbrıs sorununda bir hareketlilik olmasını istiyor.”