Bulunduğumuz coğrafyada asırlar önce kurulan cadı kazanları kaynamaya devam ediyor. Her geçen gün biraz daha karmaşıklaşan, içiçe giren kelimenin tam anlamıyla arap saçı olan ilişkiler yumağı tehlikeli şekilde büyümeye devam ediyor.
İstisnasız herkes birbirine aba altından sopa gösteriyor. Kimin eli kimin cebinde, kim kimle dayanışma içerisinde buna karar vermenin her geçen gün biraz daha güçleştiği bir ortam iyice kendisini hissettirmeye başladı.
Üzülerek belirtmek gerekiyorki bütün hesapların tam merkezinde Türkiye var. Bütün yapılan matematiksel hesaplarda pay’da da, paydada Anavatan var. Batı’nın çıkarma, ABD’nin bölme, Suriyenin çarpma, İranın toplama işlemininde hep Anadolu var. Hatta Kuzey Irak’taki bölgesel yönetimin bütün işlemlerinde Türkiye var.
Son aylarda Irak Başbakanı Maliki’inin, Türk politikalarını eleştirmeyi sıklaştıran İran’ın, İç savaş nedeniyle tükenen Esed’in hedefinde de sadece Türkiye var.
Her darda kalanın yardımına koşan, tarihi, kültürel bağlar nedeniyle kardeş gördüğü ülkelerden gelen tehditlere içerleyen Türkiye yetkilileri bu durumdan iyice bunalmış gözüküyor. Sinirler gerginleşmiş sanki.
Bunun en açık örnegi dün TBMM Başkanı Cemil Çiçek ile resmi temaslarda bulunmak üzere Türkiye'ye gelen İran Cumhurbaşkanı Yardımcısı Lütfullah Furuzande Dehkurdi arasında gerçekleşen diyalogda gözlemlendi. Çiçek eğip bükmeden, diplomasinin labirentlerine girmeden Dehkurdi'ye 'Son zamanlarda bölgesel bazı konulardaki fikir farklılığımız sebebiyle politikacılardan bürokratlardan askerlerden güvenlik görevlilerinden çok sayıda kişinin Türkiye ile ilgili bir beyanat yarışına girdiğini görüyorum. Acaba İran iç politikasında bu çok mu prim yapıyor? Siz de çok mu prim yapıyor Türkiye aleyhine konuşmak bunu bilmek isterim?' dedi. Çiçek bölgede matematiksel hesapların yanlışlığına dikkat çekercesine kendiside 'Türkiye dostluk getiri katsayı çok yüksek bir ülkedir' diyerek matematiksel bir dil kullandı . Türk siyasetçinin içi o kadar dolu, kalbi o kadar kırgındı ki, sitemi bu sözlerle de sınırlı kalmadı. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ne (KKTC) İran’ın yaklaşımındaki değişemide en açık ve olabilecek en sert bir dille eleştirdi.
İran Cumhurbaşkanı Yardımcısı Lütfullah Furuzande Dehkurdi gibi üst düzey bir yetkiliyi bulmuşken söylemedik bir şey bırakmayım dercesine ve sitemkar bir dille devam etti konuşmasına. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin (KKTC) İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) içinde gözlemci olarak varlığını sürdürdüğünü hatırlattı, İran'ın son dönemde Kıbrıs sorunu konusunda tutum değişikliğine gittiğini üzülerek seyrettiğini dile getirdi.Şubat ayında yapılan Kahire Zirvesi'nde KKTC ile etkin işbirliği yönünde karar alındığını ancak İran'ın KKTC'nin varlığını sorgulamaya başladığınının altını çizdi. Cemil çiçek remi kararlar bir yana KKTC’nin müslüman bir ülke olduğunu, dayanışma içerisinde olunması gerektiğini belirterek adeta İran’a unuttuğu müslümanlığını hatırlattı. Çiçek İranın davranışlarındaki karektersizliğe dikkat çekerek, KKTC’yi neden sorguladığınızı söylerlerseniz, bizde İran’ı zihnimizde olması gereken yere oturturuz dedi.
İran Türkiye’nin İsraille diyalog kurmasına, PKK terör belasından kurtulmasına ve bunda İran’ı devre dışı bırakmasına, Suriye’de Esed nedeniyle karşı karşıya geldiğini düşündüğü Türkiye’ye karşı sayısız “Acem oyununa” başvuracaktır. Bakmayın siz Cemil Çiçek’in sormasına. O bunu herkesten daha iyi bilen bir siyasetçidir.