KKTC siyaseti düşünce sınırlarını zorlayan bir ivme kazandı. Son iki gün içinde, akşam yapılan yorumlar sabaha, sabah yapılanda akşama anlamsız kaldı. Muhalefet ve iktidardan 9 vekil anlaşıp gensoruyla hükümeti düşüreceklerdi ki, Başbakan İrsen Küçük “bir bu saçları değirmende ağartmadık” sözüne uygun bir hamleyde tüm ibreleri kendinden yana çevirdi.
Alelacele Amerika’dan dönen Başbakan Küçük kısa zamanda güzel bir strateji belirleyerek, amcası Fazıl Küçük’le gittiği köy gezilerinden bu yana öğrendiği siyaseti konuşturdu.
Krizi iyi yönetti, “28 Temmuz’da seçim var” diyerek, karşı tarafın tüm planlarını altüst etti.
Şimdi ne olacak, sorusunun cevabını vermeden öne bir hatırlatma yapmak gerekiyor. Ahmet Kaşif ve arkadaşlarının bu çıkışı hiçte yabancı değil. Geçmişte bunun örneklerini çok gördü bu ülke. Her ne kadar tavırlarının UBP’ye değil, İrsen Küçük’ün UBP ve ülkeyi yönetme şekline bir tepki olduğunu, UBP içindesiyaset yapma kararlılığında olduklarını, UBP’ye bağlılıklarını dile getirseler de bu partiden ayrılarak parti kuranların kaybettiğini unutmamaları gerekiyor.
“Kimseden telkin alarak bu yola çıkmadık. Sadece ve sadece Ulusal Birlik Partisi’ne oy verenlerin çok geniş kesimine, halka kulak vererek hareket ettik, ediyoruz ve edeceğiz. Herhangi bir partiye katılma kararımız yoktur. Bir parti de kurmuş değiliz. Daha önce de ifade ettiğimiz üzere sonuna kadar Ulusal Birlik Partisi’nin içinde kalacağız” diyen Kaşif ve arkadaşlarının İrsen Küçük’ün kendilerini UBP içinde istemeyeceğini ve bunun için gereken adımları atacağını bilmiş olmalılardı.
Şimdi ne olacak sorusunu yanıtlayalım; Seçim tarihi 28 Temmuz. Disiplin kurulu vasıtasıyla partiden ihraç edilmesi muhtemel olan vekillerin bir başka parti kurmak için vakitleri yok, zira seçime girecek partilerin 90 gün önce teşkilatlanmış, kongresini, kurultayını bitirmiş olması gerekiyor. Ki Başbakan Küçük’ün bu 8 vekili bugün yarın disiplin kuruluna vereceği söyleniyor.
Seçim, gensoru önergesi verilme kararı esnasında konuşulduğu gibi, Eylül-Ekim’de olmadığından böyle bir fırsatları olmayacak muhalif milletvekillerin. Bir başka sağ partiden aday olma ihtimallerini ortaya koyarsak, bu da mümkün görünmüyor çünkü Serdar Denktaş prensip olarak transferlere karşı. Geriye sağdan bir MAP kalıyor. MAP’ın da beş ilçede örgütlenip örgütlenmediğini bilmediğimizden onlar adına pek olumlu bir tablo çizmemiz zor.
Şu anda gördüğümüz kadarıyla UBP’ye bağlılıklarına hiç kuşku duymadığımız 8 vekilin siyasi hayatları tehlikede. Buna birde Türkiye’nin, Cumhurbaşkanına karşı operasyon yapacağı söylentileri eklenince, işleri iyice zor görünüyor. Ki söylentilere göre Türkiye, Eroğlu’nun UBP üzerindeki etkisini bertaraf etmek için İrsen Küçük’e maddi manevi her türlü desteği verecek.
Şayet 29 Mayıs’ta YSK’dan erken seçim kararı çıkarsa önümüzdeki günlerde erken seçim yapılmaması için kıvırtanları görmemiz olası. Evdeki Eylül-Ekim hesabını çarşıdaki 28 Temmuz hesabına uyduramayanlar seçime gitmemek için ayak direyecekler. Bu da hepimizin siyaseti iyice öğrenmesi açısından iyi olacak.