İskele’ye bağlı Kalecik’te yer alan AKSA elektrik santralinin yer aldığı bölgede yaşayan halk oksijen değil, adeta zehir soluyor. Fuel oil ile çalışan AKSA elektrik santralinde filtre sistemi olmadığı için bacadan çıkan dumanların yaydığı zehir, civar bölgelerde yaşayanların sağlığını olumsuz yönde etkilemeyi sürdürüyor. Filtresiz çalıştırılan elektrik santralinden yükselen zehir bulutlarının akciğer kanserini tetiklediği her kes tarafından bilinmesine rağmen hiç kimse bu konuda bırakın tedbir almayı kılını bile kıpırdatmıyor.
AKSA elektrik santralinin filtresiz bacalarından çıkan zehirli dumandan dolayı bölge halkı evlerinden çıkamıyor. Kapı ve pencerelerini açamıyor. Çevrede yaşayan insanlar santralin bacasından çıkan yanıcı ürünleri hem soluyor hem de hava kirleniyor.
Solunan hava akciğere giderek vücuda yayılıyor. Yağmurla ise toprağa inerek bölgede tarım yapılması durumunda bitkileri de etkiliyor. Bitkilerden de yine insana geçiyor. Filtresiz bacadan çıkan ve çevreye yayılan zehirli maddeler insan yaşamını tehdit eder boyuta ulaşıyor.
İklim değişimi anlatılırken sıklıkla başvurulan bir benzetme var. Madenciler maden ocaklarına girerken yanlarında kanarya götürürler. Kanaryalar havadaki gazlara karşı çok hassastırlar. Çalışma sırasında kanaryaların bayıldıklarını gören madenciler, kendileri fark etmeden zehirli gaz seviyesinin çok yükselmiş olduğu sonucuna varırlar ve madeni terk ederler.
Bölgede yaşayanlar da, yetkilileri bir günlüğüne “kirliliği yaşamaları” için İskele’nin Kalecik bölgesine davet ediyor, “Temiz havamızı istiyoruz. İnsan hayatı baca gazı filtre sisteminden daha mı ucuz?” sorusunu soruyor.