Kıbrıs Türk Elektrik Kurumu’na bağlı Teknecik Elektrik Santraline, “hava kirletici emisyonların sınırlandırılması” tüzüğüne uymadığı gerekçesiyle, aylık asgari ücretin altı katı para cezası kesilmiş.
Kıbrıs Türk Elektrik Kurumu’na bağlı Teknecik Elektrik Santraline, “hava kirletici emisyonların sınırlandırılması” tüzüğüne uymadığı gerekçesiyle, aylık asgari ücretin altı katı para cezası kesilmiş.
Teknecik kimin? Devletin. Yani devlet kendine ceza kesmiş.
Bu Kıb-Tek’in, Maliye Bakanlığı’nın elektriğini kesmesi durumundan hiç farklı değil.
Bir cebinden alıp, öbür cebe koymak gibi.
Nasıl bir mantık, nasıl bir düşünce olduğunu anlayamıyor insan.
Kimsede sormuyor, “kardeşim devlet yasal olmayan bir işi nasıl yapar” diye…
Olaya birde ters köşeden bakalım, pek şık olmayan bir köşeden… “Çevre ve Doğal Kaynaklar Bakanlığımıza bağlı Çevre Koruma Dairesi tarafından ‘Büyük Yakma Tesislerinden kaynaklanan hava kirletici emisyonların sınırlandırılması’ tüzüğüne uyulmadığı gerekçesiyle 18/2012 sayılı Çevre Yasasının 36(1)(B) maddesi uyarınca Kıb-Tek'e ait Teknecik Elektrik Santraline Aylık Asgari Ücretin 6 katı para cezası kesilmiştir” ifadesi, devletin tüzüğe uymadığı için ceza yediğini cümle aleme ilan ederken, tüm otoriteyi ve güveni sıfırlıyor.
Devlet yasal olmayan bir iş yapmış çünkü…
Kendi yaptırımına kendisi uymamış…
Santrallerden çıkan dumanın kanserojen madde ihtiva ettiğini bilmek için fazla mürekkep yalamaya gerek yoksa, devletin göz göre göre vatandaşını zehirlediğini de tekrarlamaya gerek yok.
Devletin kendi kendine ceza vermesi, suçu kabullendiği anlamına geliyorsa, vatandaşlar dava açtıkları taktirde kesin bu davayı kazanacaktır.
Burada bir ikrar durumu olması, bilirkişilerle desteklenen bu suçu işleyenleri hukuk önünde avukatsız dahi mat edebilecek bir durumdur.
O yüzden AKSA ve Teknecik’ten muzdarip tüm vatandaşların bunu fırsat bilip dava açması gerekir.