Müzakere sürecinin ivme kazandığı son günlerde herkes barışa katkı adına bir şeyler vermekten, Kıbrıs Türkünün barış yanlısı tutumunu göstermesi gerektiğinden söz etmekte…
Mağusa’da yapılan ayinin yanında sevimli olmak adına birçok adım atmakta Kıbrıs Türkü…
Kapıların açıldığı günden bu yana, Rum komşulara hiçbir zaman surat dahi asmayan bizler, onları memnun etmek adına restoranlarımızda Rum müzikleri çalar olduk.
Müzik evrenseldir, kulağa güzel gelen her melodi dinlenebilir, çalınabilir, biz de yapalım ama ya Rumlar?
Rum restoranlarında hiçbir zaman Türk müziği çalındığını gördünüz mü?
Türk müziği güzel değil midir, ondan mı çalınmaz?
Güzeldir… Sadece bize değil, Rumlara göre de müziğimiz gayet güzeldir. Zaten Rumlar ve Yunanlılar kendi müziklerine benzettikleri Türk müziğini çok sever.
Sever sevmesine ama asla ve asla bir restoran sahibi, Türk müşterileri çekmek adına
Türk müziği çalamaz. Çalarsa o dükkanın camı, çerçevesi indirilir.
Burada anlaşılmaz bir durum vardır. Biz şayet Rum müşterileri çekmek için böyle bir yola başvuruyorsak, gereksiz bir çaba olur zira Türk müziğinin çalınmadığı, Güney’deki restoranlar Türk müşterilerle dolu.
Zaten Kıbrıs Türkünün hiçbir şekilde Rum’un üç kuruş parasına ihtiyacı yoktur. Anavatanımız her ihtiyacımızı görmekte, bizi kimseye muhtaç olmayacak şekilde koruyup kollamaktadır.
***
Kıbrıs Türkü’nün 1974’ten önce sıkıntısı, Rumların kendilerini azınlık olarak görüp, ezmeleriydi. Rumlara göre Kıbrıs Türkleri ikinci sınıf vatandaştı. “Deli Türk” derlerdi… “Köpekler ve Türkler giremez” yazısı asarlardı bazı dükkanların kapısına… Onlara göre Türkler sadece Rumların hizmetinde çalışabilirdi. Bir gün Rum siyasilerden biri çıktı, açık açık içindekileri söyledi: “Türkler gelsin, biz kardeşiz. Bir arada yaşayabiliriz. Mutfakta çalıştırırız, ofiste çalıştırırız. Garson yaparız, komi yaparız.
Bizim çalışacak adama ihtiyacımız var!”
Kıbrıslı Türklere hiçbir zaman yüksek mevkileri layık görmeyen Rumlar, kendilerini dev aynasında gördüklerinden olsa gerek hiçbir zaman mütekabiliyet ilkesine uymadılar ama müzakerelerde, sadece “eşitlik” isteyen bizler, Rumların, Kıbrıslı Türkleri hiçbir şekilde eşit statüde görmediklerini anlayamıyoruz nedense.
Barış adına adımları her zaman Kıbrıs Türk tarafı atarken ve bu adımlar hep Türklerden beklenirken Rumlarda en ufak bir girişim yok. Tamam biz Rum/ Yunan müziği çalalım ama onlar da Türk müziği çalarak, bizimle dost olmak istediklerini göstersin. Şayet bunu yapmaktan imtina ediyorlarsa, bizim restoranlarımızda da Rum müziği çalınmasın ve bunu söylemek ırkçılık olarak adlandırılmasın!