Geçen yıl, Güney’deki ekonomik kriz nedeniyle Kuzey Kıbrıs’ta kalan mallar için Taşınmaz Mal Komisyonu’na Rumların yaptıkları başvuruların son zamanlarda artış göstermesinin, Rum Yönetimini endişelendirdiğini yazmıştık.

Hrisostomomos’un, “Dinden çıkarsınız, vatan haini olursunuz” fetvalarına rağmen mallarının satışını engelleyemeyince, Rum mal sahiplerinin KKTC’deki mallarını satma ve takas etme kişisel haklarını Kıbrıs sorunu çözülene kadar askıya alacak ve bugüne kadar bu yönde yapılan işlemleri yok sayacak bir yasal düzenleme yapılması için harekete geçmişti Rumlar.
Milli her davada tek vücut olmayı başarabildikleri için, partiler arası komisyon kurulmasına karar verdiler ve -KKTC’deki eski malları için Taşınmaz Mal Komisyonu’na (TMK) başvurmalarını engellemek maksadıyla- bu malların Rumlar arasında alım-satımını kolaylaştıracak bir yasa tasarısı hazırladılar.
(Rum’dan Rum’a satışta vergiyi kaldırmak gibi…)

Hatta hükümet KKTC’deki taşınmaz malların Kıbrıslı Rumlar arasında alım-satımlarıyla ilgili teşviklerin sağlanmasına ilişkin bir plan üzerinde çalışıyordu.
Gerek kalmadı, zira Taşınmaz Mal Komisyonuna başvurular iyice azaldı.
Rum yönetimi başkanlarının, Dini Lider Hrisostomos’un ve Güney’deki muhalefet erbabının engel olmaya çalıştığı başvurular, Türk tarafının işgüzarlığıyla bitme noktasına geldi.
Nasıl mı?
CTP hükümeti işbaşına gelir gelmez İçişleri Bakanlığı’nda, bu birimde çalışan kişi sayısını 14’ten 7’ye düşürdü.
(İçişleri Bakanlığı’yla TMK’nın ne alakası var diyenlere açıklayalım; Prosedüre göre başvurular önce İçişleri Bakanlığı’na, sonra Maliye’ye, en sonra da komisyona gidiyor.)
Ardından da bakılan 14 dosyayı 7’ye indirdiler. Yani yarı yarıya düşürdüler. Zaten TMK’ya para ayırmadıkları için de başvurular azaldı. Şimdi Rumlar başvurmuyor çünkü başvursa para ödenmeyecek!
Dolayısıyla Rum’un başaramadığını KKTC hükümeti başarmış oldu. Konuyla ilgili çok çarpıcı iddialar var. TMK’daki avukatlarla yaptığımız görüşmeleri de yakın bir zamanda okuyucularımıza aktaracağız.