Eğitim Bakanlığı, Arabahmet İlkokulu’nu “fiziki yapısı öğretime elverişli değil” gerekçesiyle kapatmaya kalkınca veliler ayaklanarak “Biz okulumuzdan memnunuz” demiş.
Milli Eğitim Bakanı Mustafa Arabacıoğlu da, okulun yeri itibarıyla gelişmeye ve büyümeye uygun olmadığını, öğrencileri iki ayrı okula yönlendirmek gibi bir çalışma yapmak istediklerini kaydetmiş.
Arabacıoğlu, sendika tarafından yayılan “okulu birine peşkeş çekecekler” şeklinde bir haber nedeniyle konunun bu hale geldiğini ifade etmiş.
Son derece sağlıksız bir binada eğitim yapan çocukların, daha modern okullara yönlendirilmesi niyetine karşı çıkan zihniyete aşırdık mı? Hayır… Zira biz bu filmi görmüştük.
Arabacıoğlu’nun “Bir okulumuz daha var. Onlar da aynı şekilde tepki koydu. Bu ülkede her türlü değişime karşı, her türlü açılıma karşı bu şekilde tavır alınacak olursa ben siyaset yaparak başımı ağrıtmam. Doğru olanı yapmaya çalışırım. Ama bu şekilde tepki gördüğüm zaman da diklemesine gitmeyi seven biri değilim, saygı duyarım. Ancak yarattığımız alternatifler, bizim açımızdan iyi görülmesine rağmen, aileler veya sendika tarafından beğenilmezse, biz elimizden geldiğince, mevcut şartlarda hizmet vermeye devam ederiz” ifadelerinin bir benzerini geçmiş yıllardaki Eğitim Bakanımız seslendirmişti;
2008-2009 Öğretim Yılı’nda Eğitim Bakanı olan Canan Öztoprak…
Şehit Hasan Cafer İlkokulu’nun, Karaoğlanoğlu'ndan Karakum'a taşınmasına onay vermeyen sendikalar, ilkokulun Karaoğlanoğlu'ndaki yerinde kalarak eğitime devam edeceğini kaydetmiş, Şehit Hasan Cafer İlkokulu, yeni binada 214 öğrenciyle eğitime başlarken, 15-20 civarında öğrenci de eski binada kalmıştı.
Yazık ki sadece sendika değildi okulun taşınmasına karşı çıkan… Alıştıkları okuldan gitmek istemeyeen10 öğretmen gitmemekte ayak diremişti.
Öğrencilerin hangi okula gideceğine onlar karar veriyordu…
O dönem Canan Öztoprak’la yeni okulu gezmiş ve her yeri pırıl pırıl, doğal güzellikler içindeki okula niçin taşınmak istenmeyeceğine akıl erdirememiştik…
Halâ daha erdiremezken, Arabahmet’teki olayı duyduk.
Her tarafı kırık dökük okuldan memnunlarmış veliler, olsunlar! Taşınmak istemiyorlarmış, istemesinler.
Şehit Hasan Cafer İlkokulu’nun taşınmasına da karşı çıkmışlar, “ne pahasına olursa olsun direneceğiz” demişlerdi.
Bir süre direnebildiler, sonrasında okul açıldı. Bu olay ise “sendikacılığın her şeye refleks göstermek” demek olduğunu, amacın üzüm yemek olmadığını kafalara iyice kazıdı.
Şahsi sebeplerden ötürü eski binayı, yeni, modern bir binaya tercih eden öğretmen ve sendikacılar da vicdanlarda güzel yerlere oturtulamadı.
O yüzden Arabacıoğlu’na tavsiyemiz öğrencilerin çıkarları doğrultusunda, korkmadan, çekinmeden hareket etmesidir. Bu ülke, her türlü değişime, her türlü açılıma bu şekilde tavır aldı, alıyor, alacak. Bu tavırlara direnç gösterecek, başını ağrıtacak siyasetçilere ihtiyaç var. Elini masaya vuracak…