Tesadüfen gördüm, cezaeviyle meşhur Sinop’ta bienal yapıldığını. Şaşırdım, sevindim, birçok, birbirinden bağımsız ruh haline büründüm.
Tesadüfen gördüm, cezaeviyle meşhur Sinop’ta bienal yapıldığını. Şaşırdım, sevindim, birçok, birbirinden bağımsız ruh haline büründüm.
Türkiye’nin İstanbul’dan sonra 2. büyük bienaliSinopale… Uluslararası Sinop Bienali, (Sinopale) yerel kalkınma bağlamında sivil toplumun kültür ve sanat temelli diyalog geliştirmek amacıyla “paylaşıma dayalı bir sanat üretimi” modelinde bir araya gelmesini sağlayan uluslararası bir projenin adı.
Bozulmuş bilgi çağında sanat yapılıyor Sinop’ta… Acı hatıraların, cezaevinin içinde sanat…
Dünyada, cezaevinin ünüyle anılan şehirlerin sayısı çok azancak hiçbiri, Sinop Cezaevi kadar tarihi derinliğe sahip değil. Anadolu’nun Alcatraz’ı olarak bilinen Sinop Cezaevi 1999’da kapatılarak müzeye çevrilmiş. Uygarlıklar Ülkesi Anadolu'nun 'yalnız kenti' olan Sinop, gönülsüzde olsa ağırladığı ünlü isimlerle meşhurluğuna meşhurluk katmış.
Okuduklarımıza göre Sinop Cezaevi, sürgün yeriymiş…Eziyetin dibi…
Ağır suçlular sorgusuz sualsiz Sinop Cezaevine gönderiliyormuş dolayısıyla büyük suçlar işleyen (!) birçok yazar ve şair de Sinop Cezaevi’nde çile doldurmuş.
Refik Halit Karay’dan, Sabahattin Ali'ye kadar, birçok ünlü ziyaret etmiş Sinop cezaevini. Hatta Sebahattin Ali “Aldırma Gönül”ü burada yazmış. (Nazım Hikmet ve Necip Fazıl’ın da burada kaldığı söylensede kesin bilgi yok.) Farklı millet ve bölgeden gelen mahkumlar nedeniyle cezaevi, 'Nuh'un Gemisi'ni andırıyormuş. Kaçmakimkansızmış bu cezaevinden… Ne de olsa kaleden bozmaymış… 800 yıl öncesinden zindan olarak kullanılan kale cezaevine döndüğünden, Sinop ta en eski ve en tarihi tutukevi ünvanına sahip olmuş.
Bugün turistik gezi alanı olan Tarihi Sinop Cezaevi, geçmişin izlerini silme telaşında. O yüzden bienallerin mekanı olarak tanınmak kendisine buruk bir sevinç veriyor. Unutulur mu belki… Ama çabalıyor Sinop. Hatta Fransa'nın Bastil Hapishanesi'nden çok daha eski olan Tarihi Sinop Cezaevi'ne, UNESCO'nun koruması altında, 'Dünya Mirası' kimliği kazandırma çalışmaları bile başlatılmış.
KKTC Merkezi Cezaevi artan suçlu sayısı nedeniyle yetmiyor. Yeni cezaevi yapılsın diyoruz. Daha geniş, daha fazla kişinin rahatça yaşadığı…
Çağdaş olsun, mahkumlar rahat etsin!
Oysa temennimiz, suçlar olmasın, cezaevleri yıkılsın olmalı…
Ümidimiz; cezaevine gerek bırakmayacak bir “gelecek…”
Cezaevlerini sadece tarihi bir mekan olarak ziyaret edecek şaşkın bakışlı insanların yaşadığı bir dünya…
Tertemiz insanların yaşadığı bu dünyaya uyum sağlayamayanların cezası hapislik olmasın…