Hava Trafik Kontrolörleri Sendikası(HTKS) Sivil Havacılık Dairesi Müdürü’nün açıklamalarına tepki olarak Hava Trafik Kontrol Merkezi’nde bugün saat 08:30’dan itibaren 24 saatlik grev yapacağını duyuruyor. HTKS Yönetim Kurulu Başkanı Cem Kapısız yaptığı yazılı açıklamada, grev nedeninin Sivil Havacılık Dairesi Müdürü’nün yaptığı son açıklamada Hava Trafik Kontrolörleri’ni küçük düşürmesi olduğunu kaydediyor.
Kapısız, Kurum Müdürünün açıklamalarının ‘çalışanı aşağılayıcı olduğu ve açgözlü olarak gösterdiği’ gerekçesiyle sendikanın Sivil Havacılık Dairesi ile olan tüm ilişkilerini askıya aldığını, grev dolayısıyla sadece VİP ve ambulans hizmetlerinin verileceği söylüyor.
Sivil Havacılık Dairesi Müdürü Mustafa Sofi’nin açıklamaları kendilerini rahatsız ettiği için greve gidiyorlar yani…
Sofi’nin açıklamalarını okuyan ben, Hava Trafik Kontrolörleri’nin neden alındığını anlayamadım doğrusu. Sofi, Ercan Havalimanı’nda Hava Trafik Yönetim Merkezi Binası ve sistemlerinin yenilendiğini; radar sistemlerinin modernize edildiğini belirterek, “uluslararası standartlarda en modern sistemle donatılan çalışma ortamının bozuk ve olanakların yetersiz olduğunu söylemenin tam anlamıyla yapılanları görmemek olduğunu” belirtiyor açıklamasında.
Ve “Ayrıca uçuşlarda inişte ve kalkışta transit geçişlerde her türlü hizmet uluslararası hava kurallarına göre verilmekte olup, bugüne kadar uçuş emniyetini etkileyecek hiçbir olay yaşanmamıştır” diyor.
Baştan sona imzamızı atabileceğimiz sözler. Zira kendi vatandaşlarının Ercan havaalanını kullanmasından rahatsızlık duyan Rumların “Ercan güvensiz” iddialarına verilmiş güzel bir cevap…
Çok zaman değil, bundan bir aykadar önce Akdeniz Uçuş Güvenliği Kurumu, KKTC’deki Ercan havaalanından seyahat etme niyetinde olanları, kendi kişisel güvenliklerini ciddi bir risk altına koydukları uyarısında bulunmuştu. Kurumdan yapılan açıklamada, “Kuzey Kıbrıs’taki Ercan havaalanı ve Kontrol Merkezi herhangi bir yetkili kurumu tarafından denetlenmiyor, bunun yanı sıra uluslararası düzenlemeler ve güvenlik standartlarının şartlarını karşılayıp karşılamadığı bilinmiyor” ifadesine yer verilmişti.
Aslında Akdeniz Uçuş Güvenliği Kurumu, Kıbrıs Türk basınında ve başka kaynaklardan gelen haberleri gerekçe göstererek, “Türkiye’ye yada Türkiye üzerinden başka ülkelere seyahat etmek için Ercan havaalanını kullanan Kıbrıslı Rumlar ve başkalarının sayısı önemli ölçüde artmıştır” sözleriyle esas sorunun ne olduğuna dair ipucu vermişti.
Bundan iki yıl önce de, çok sayıda Kıbrıslı Rum’un Ercan Havaalanı’nı kullandığına dair haberler üzerine, Ercan Havaalanı’ndan seyahat etmenin tehlikeli olduğu iddia edilmişti.
Haravgi gazetesi, “İşgal bölgelerinden seyahatler tehlikeli... Güneydoğu Avrupa Uçuş Güvenliği Kurumu uyarıyor” başlıklarıyla verdiği haberinde, Güneydoğu Avrupa-Ortadoğu-Kıbrıs Uçuş Güvenliği Kurumu’nun yaptığı açıklamayla Ercan Havaalanı üzerinden seyahat edenler için “tehlike çanı çaldığını” yazmıştı.
Yolcular da tehdit edilmişti: “Ercan Havaalanı’ndan uçuşların, uluslararası ve Avrupa güvenlik kanunlarını yerine getirip getirmediği saptanamayacaktır, bu nedenle bu havaalanından seyahat eden her kişinin, seyahatinin güvenliği konusunda tehlikelerin var olduğunubilmelidir!”
Ercan Havaalanı gibi tanınmamış bir havaalanından uçuşların “ciddi sigorta örgütlerinin sigorta kapsamında” olup olmadığının şüpheli olduğunu öne süren Kurum, son olarak halka, Ercan Havaalanı’ndan seyahat etmemelerini tavsiye etmişti.
Ki, Ercan Havalimanı’nın denetlenen, standartlara uygun, güvenli bir havaalanı olduğunu çok iyi bilmelerine rağmen…
Nitekim Sofi’nin açıklamaları genel anlamıyla Ercan Havalimanının güvenlik konusunu kapsarken, mesailerle ilgili olan kısım yüzünden “ben greve gidiyorum” demenin çok da insaflı ve akılcı bir yaklaşım olmadığını söylemek durumundayız.
Bu tür kurum ve kuruluşların metnin tamamına odaklanmak yerine, kendilerinin işine gelen kısmı alarak, “küstüm oynamıyorum” tavrına bürünmeleri ve havaalanını kilitlemeleri ne vicdanlarda, ne de beyinlerde karşılık bulmaz.