Onlara hukuk, bize guguk

Kıbrıs Türk Toplumunun en sık kullandığı kelime olan “çözümsüzlük”, Rum toplumuna birçok avantaj sağlarken, uluslararası toplumdan koparılan ve her türlü haklardan mahrum edilen Türk Toplumuna birçok zararlar getirdi.

Kıbrıs Türk Toplumunun en sık kullandığı kelime olan “çözümsüzlük”, Rum toplumuna birçok avantaj sağlarken, uluslararası toplumdan koparılan ve her türlü haklardan mahrum edilen Türk Toplumuna birçok zararlar getirdi. Eğitsel, sportif, ticari,sosyal, siyasal ilişkilerden mahrum edilen Kıbrıs Türkü’nün büyük bir çoğunluğu da yeni bir hayat arayışı için, yurt dışına göç etmek zorunda kaldı.
Siyasi mücadelede kaybedeceklerini anlayan Kıbrıslı Rumlar, Türkiye’ye karşı uluslararası hukuk mücadelesi başlattı ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nde (AİHM) emsal teşkil eden davalar kazandılar. AİHM’de önce Rum TitinaLoizidou’nun (1989), daha sonra Rum Myra XenidesArestis’inaçtığı davaların ardından, yaklaşık 2 bin 500 kadar dava açıldı Türkiye’ye…
Ne var ki, bizlerin, uluslararası hukukla çelişen yasalarımız ve çağdışı uygulamalarımızın sonucunda Türkiye Cumhuriyeti defalarca AİHM tarafından hem para cezalarıyla mahkum edildiği gibi, mülkiyet haklarına çare olsun diye, 67/2005 sayılı yasa ile Taşınmaz Mal Komisyonu’nu (TMK) kurmak ve Kuzeydeki taşınmazlarına karşılık olarak Rumlara milyonlarca sterlin değerinde tazminat ödemek zorunda kaldı.
Oysaki,Kuzeyde bulunan Rumlara ait taşınmazların ‘eşdeğer mal’ ve ‘puan sistemi’ gibi hukuktan uzak, yanlış karar ve uygulamalarla, tapularıyla birlikte dağıtılması, hatta bu taşınmazların önemli bir bölümünün yabancılara da satılmasıyla doğan sonuçlar, Güneyde taşınmazı bulunan ve Rumların Vasilik yasası (139/1991 sayılı yasa) kapsamında, kullanım hakkı elinden alınan Kıbrıslı Türklerin uluslararası hukuktan kaynaklanan haklarının talep edilememesine sebep olmuş durumda.
1963 olaylarından sonra evinden, köyünden hatta ülkesinden olan 10 binlerce Kıbrıs Türkü, yarım asırdır hala haklılığını anlatmış değil. Rumların takozları ve Avrupa’nın çifte standardı yüzünden etkili bir hukuk süreci başlatamayan Kıbrıslı Türkler, uluslararası hak ve adaletten tamamen mahrum edilmiş vaziyette.
Peki Kıbrıslı Türkler AİHM’e dava açmadı mı? Elbette açtı ancak Rum yönetimi buna karşı da bir atakta bulundu. Kıbrıslı Türklerin davalarını etkisizleştirmek için2010’da, “Kıbrıslı Türklerin Mülkiyet haklarına ilişkin ‘iyileştirmeler’ yapıyorum” gerekçesiyle,Vasilik yasasındaki ilgili maddelerde değişiklik yaptı ve değiştirdiği yasayı AİHM’inbilgisine sunarak, davaların reddi talebinde bulundu.AİHM, Rumların yaptığı savunmayı inceledikten sonra, 7 Mayıs 2010 tarihli ve 139/91 sayılı Vasilik Yasası değişikliği ile alınan yeni tedbirlerin Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne uygun olarak teşkil edildiğini ve Kıbrıslı Türk mal sahipleri için etkin bir iç hukuk yolu oluşturduğunu belirterek, ‘Güneydeki iç hukuk yollarının tüketilmediği’ gerekçesiyle, 6 Mart 2012 tarihinde, bu davalar için ‘kabul edilmezlik’ kararı aldı.
AİHM, yanlı tutumunu bir kez daha gözler önüne sermişti zira tüm bu davalar Vasilik yasası değiştirilmeden önce açılmıştı. Burada bir noktanın altını çizmekte yarar var; AİHM de, 7 Mayıs 2010 tarihli Vasilik yasasından önce, mevcut iç hukukun Kıbrıslı Türkler için adil ve etkin nitelikte olmadığını bal gibi biliyordu çünküGüneydeki Vasilik İçişleri Bakanlığına bağlı ve tümü Rum yetkililerden oluşmaktaydı.
Özetle, uğradığımız haksızlıkların adresi bir değil, birden fazla. Bizim medet umduklarımız, bugün Filistin’de, geçtiğimiz yıllarda Bosna’da yaşananlara göz yumanlar… BM Güvenlik Konseyi’nin etkili ve bağımsız karar üretebilecek bir organ olmadığı görülürken, Güvenlik Konseyi’ne kalacak bir garanti sisteminin ve Hristiyan hukukunun Kıbrıslı Türkler için hiçbir anlam ifade etmeyeceğini herkes biliyor. Heyhat ki, hala daha bunların hukukuna güvenip, hakkını alacağını üstelik bu organların kendilerini koruyacağını düşünenler var…


Bu haber 9582 defa okunmuştur
  •    - 25.07.2014 1- Türk tarafından kaç tane dava açılmıştır tarihleri ve içeriği nelerdir ? 2- Rum tarafının vasilik yasanında yaptığı değişiklik nedir açıklamadan insanları iç hukuka yönlerdirdi diye neden AIHM i suçluyorsunuz. 3- Rumlar davalarına 80li 90 lı yıllarda başlarken , Türk tarafındaki yöneticiler hem kendileri 40 yıl boyunca uluslararası hukuk mücadelesi başlatmayıp hem de kendi insanlarını ölüm tehditlerine varan yöntemlerle Kıbrıs cumhuriyeti mahkemeleri ve AIHM de hak aramaktan NEDEN men etmeye çalışıyorlardı ? ki hala daha bu yöntemleri uyguluyorlar. 4- AIHM yargıçlarının 2 tanesinin Türkiyeden oldugunu ve kararların oy birliğiyle alındığını biliyormusunuz ? 5- Türk yönetiminin illegal toprak dağıtımının magdur güney göçmeninin hak aramasına hukuksal açıdan hiçbir engel teşkil etmediginden bihabermisiniz yoksa bunu maksatlı mı söylüyorsunuz ?
  • Hakki   - 24.07.2014 BIz 1963 de hakli .. rum 1974de hakli!!.. Eee??
  • Doğrucu   - 24.07.2014 Rumun borusunu öttürenler artık yazılanlarda hemfikir. Güzel ve doğru bir yazı. Adalet er geç yerini bulur

:

:

:

: