Türkiye’nin yeni Başbakanı Ahmet Davutoğlu oldu.
Kulislerde konuşuluyordu, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan tersköşe yapmadı, beklenen ismi zikretti.
Davutoğlu, insani yönü güçlü olan bir kişi olmasının yanında çok iyi bir teorisyen…
Mütevazi, güler yüzlü. Dolayısıyla halk tarafından çok seviliyor.
Ahmet Davutoğlu’nun bir başka özelliği de Türkiye’nin üçüncü Profesör ünvanlı Başbakanı olması…
25 Haziran 1993'ten 6 Mart 1996 tarihine kadar -Demirel’in deyişiyle-hükümetin başında olan Tansu Çiller ve 28 Haziran 1996 ile 30 Haziran 1997 tarihleri arasında başbakanlık yapan Necmettin Erbakan’dan sonra o makama layık görülen üçüncü profesör Ahmet Davutoğlu…
Boğaziçi Üniversitesi’nin iki bölümünden aynı anda mezun olan süper öğrenci…
Eşinin adını çocuklarına koyacak kadar seven öğrencileri var…
Uluslararası Bosna Bankası İcra Kurulu Başkanı Amer Bukviç çocuğuna çok sevdiği hocası Davutoğlu'nun eşinin adını vermiş.
Bukviç, Davutoğlu'nun, Bosnalı öğrenciler için hocadan ziyade bir baba olduğunu söylüyor. Öyle ki, ister eğitimle ilgili olsun ister özel sorunlar kimin ne derdi varsa çekinmeden anlatırmış kendisine.
Bukviç, Davutoğlu'nun oldukça geniş bir siyasi ağa sahip olduğu görüşünde. Zira Jakarta Büyükelçisi olan kardeşi de Davutoğlu hocanın öğrencisiymiş. Sadece o değil, Kuala Lumpur, Tahran, Pekin büyükelçileri ve 90 ülkeden üst düzey diplomat, bakan ve bankacılar... Bukviç, 'Davutoğlu'nun öğrenci ağı Türk diplomatik misyonlarından büyük olabilir' diyor.
Bukviç. Ahmet Davutoğlu'nun dün hoca olarak savunduğu fikirlerin bugün bir politikacı olarak arkasında durduğunu söylüyor. Ona göre Davutoğlu, birlikte futbol oynarken bile üç adım sonrasını hesaplayan stratejik ve sistematik bir düşünce yapısına sahip.
***
Türk dış politikası üzerine yazmış olduğu eserde, soğuk savaş öncesiyle, sonrası dünyadaki uluslararası sistemi inceleyen ve bu değişen yapıda Türkiye'nin konumunu tartışan Davutoğlu, sağlıklı bir anlayışın, bir ülkenin üzerinde yükseldiği temelleri kavrayışla mümkün olduğu kanısında olduğunu söylüyor.
'Yaptığımız reformlarımızı biz kendi halkımız için yaptık. 28 Şubat hepimiz için bir zulümdü. Ben Prof. iken eşimin ihtisas sınavında kapıda bekledim. Birisi hakaret etmesin bir şey olmasın diye. Bu dediğim sene 1999. Çok uzak değil. Başı açık başı örtülü bir şekilde artık herkes rahatça işe gidebiliyor, Meclis'e girebiliyor. Hepimiz için özgürlüğü teminat altına alacak bir yapılanma olmalı” diyen Davutoğlu, Türkiye’yi daha ileriye taşıyacak gibi görünüyor.
Halkın içinde olan, tarihi, ekonomiyi bilen, pratikle teoriyi samimi bir yürekte iyi niyetle birleştiren Davutoğlu’nun halka eşit mesafede duracağına hiç kuşku yok.