Bugünlerde CAS olayı gündemde.
Türk Hava Yolları (THY) 10 HazirandaCAS’tan ayrılmış, geriye bir tek Pegasus Hava Yolları kalmıştı. Ne yazık ki Pegasus Hava Yolları da 26 Temmuz itibariyle CAS’la ilişiğini kesti. Hiç müşterisi kalmayan şirket kapandı.
Devlette bir yer edinmek isteyen eski KTHY, yeni CAS personelinin işleri sabote ettiği dedikodusu yayıldı bir anda.
Kimileri şiddetle reddetse de kısmen doğru bir tespit bu.
Zira Kıbrıs küçük yer. Birçoklarının devlete alınma hayaliyle CAS’a başvurmadığını biliyoruz.
Bir de CAS’ın, dünyadaki rekabetçi ortama uyamadığı şeklinde iddialar var ki, bu daha doğru.
Nedenini açıklayalım; Dünyada sivil havacılık sektörü son yıllarda baş döndürücü bir hızla büyürken, Ercan havalimanı ve KKTC de bu büyümeden etkilenmiş vaziyette. Burada CAS’ın, diğer taşıma modları ile entegre çalışabilmesi, işlemlerin süratle yapılabilmesi, diğer ülkelerdeki rakip havalimanları ile rekabet edebilecek seviyede oluşmasının sağlaması gerekiyor.
Yani, CAS çalışanları dünyadaki bu rekabetçi ortama ayak uydurabilecek bir performans sergilemek zorunda.
Peki sergiledi mi?
Havacılık sektöründen bir ağabeyimiz, bazı çalışanların dünyadaki rekabetçi ortama ayak uyduramadıklarını ve alışık oldukları grev tehdidine başvurmalarının, dünya ölçütleriyle bağdaşmadığını söylüyor.
Ve anlatıyor: “Uçakların pistte kalması, bir havayolu şirketi için zarardır. Uçaklar havadayken para kazanır. Dolayısıyla eskiden yaklaşık 1 buçuk saat olan pistte kalma süresi günümüzde 25 dakika düşmüş durumda. Yani uçak indikten 25 dakika sonra havalanacak. Bu nasıl olacak, son hızla kargo boşalacak, uçak temizlenecek ve yeni kargo yüklenip uçuşa geçecek bu süre içinde… Bazı CAS çalışanları bu tempoyu kaldıramadı. Yapan arkadaşlarına da mani olmak istediler. Türkiye’de ve dünyanın herhangi bir yerinde servis veren şirketlerin çalışanları bir uçaktan bir uçağa koşarak giderler çünkü zamanla yarışırlar. Maalesef Kıbrıs’ta bu mümkün değil!”
Kişilerin işsiz kalmasına kimsenin gönlü razı olsa da, kapitalist ve kazanmaya endeksli sisteme ayak uyduramayanların sistemin çarkları tarafından kenara atıldığı bir dünyadayız.
Parayı veren, karşılığını sonuna kadar almak istiyor.
Çalışmadan para kazanma devri kapandığı gibi, istenen performansı sergileyemeyenler desistemdışı kalmış durumda.
Öte yandan, devlet daireleri tıka basa dolu olduğundan bir fazla kişiyi daha sığacak durumda değil.
Özel sektörde dolaylı vergilerle bunların maaşını ödemek zorunda değil!
Özetle; Havacılık sektörü teknolojik gelişmelerin son derece yakından takip edildiği bir sektör. Havacılık sektörü içinde yer alıyorsanız downgrade olmaktan çıkıp, teknolojik anlamda upgrade olmanızın zamanı çoktan gelip geçmiştir. Bir yerden aldığınız bir çalışanı, boşta kalmasın diye teknik altyapının edinilmediği ve eğitiminin verilmediği yere atar ve el yordamıyla öğrenmesini beklerseniz CAS ve CAS gibi çok örnekler yaşarsınız.
Maalesef CAS’ta yaşanan durum bu.