Günlerdir sosyal medyada savaş var.
Bir deli kuyuya bir taş attı, kırk akıllı çıkarmaya uğraşıyor.
Avukat bir hanım ezandan rahatsız olmuş, bunu son derece kaba bir üslupla sosyal medyadan paylaşmış.
Sadece ezan değil bu avukat hanımı rahatsız eden…
Türkiyeliler belki de ezandan daha fazla rahatsız ediyor kendisini.
Nefretini son derece tahrikkar kelimelerle yazmakta bir beis görmüyor.
Hitler’in bile alenen kullanamayacağı bir üslubu var.
Çıldırtıcı, tahrik edici…
Nitekim paylaşımının altında küfürlü yorumlar var.
Bunlardan pek rahatsız görünmüyor bu hanım.
“Silah ruhsatı aldım, sizden korkmuyorum” diyor.
Normal bir düşünce paylaşımı değil bununkisi. Sanki birileri görevlendirmiş gibi.
Provoke ediyor insanları, çileden çıkarıyor:
“Kıbrıs Türk halkına sesleniyorum!
Sırf hoparlörlerden rahatsız olduğum için bu propleme (problem) çare aradığımdan bana yapılan tehditler ve ağza alınmayacak küfürleri 2 gündür okumaktasınız!.. Yani bu yobazların ne ahlaksız ne kötü insanlar olduklarını okuduğunuz tehdit ve küfürlerinden de anlıyorsunuzdur sanırım!.. Bunlar insan değiller! Bunlar annelerinin, çocuklarının kızkardeşlerinin dahi ırzına geçip öldürüp çöplüklere atanlardır! Bunlar hep hırsızlık, kapkaç, üç kağıtçılık, dolandırıcılık, cinayet ve her pisliğin içinde olan mahlukatlardır!
Bizler Kıbrıs Türkleri medeni insanlarız! Bu gibi pislikleri Kıbrıs’ımıza kabul edip adamızı pisletmemeliyiz!
Artık uyanın bunları Kıbrıs'a kabul etmeyelim!
Teberrüken Uluçay'a sesleniyorum! Bu mahlukatlar insan olmazlar! Vatandaşlık vermek büyük tehlike! Sizi uyarıyorum!
İşte okuyun bunların en ağır tehditlerin ve küfürlerini ve ne tehlikeli mahlukatlar olduklarını anlayın artık!..
Kıbrıs'ımızı mahf etmeyin! (mahvetmeyin) bunlar insan değiller!..”
Dün de bir erkek fotoğrafı paylaşmış. Üstünde de yazıldığı şekliyle yorumu: “Türkiyeli 1 vatandaş !
Tipe bakın tipe !puhaaaa!.. elindeki tesbihini de çekmeye devam ediyor!”
Oysa herkes birbirinden farklı düşünebilir, dini inancı olmayabilir, birilerini sevmeyebilir ama bu hissiyat ve düşünce hiçbir şekilde ona, karşıdakine hakaret etme hakkı vermez.
Din tüm toplumların yumuşak karnı, en hassas noktasıdır. İnsanlık tarihindeki en büyük savaşlar din savaşlarıdır. Dolayısıyla kimse kimsenin dini inancını eleştiremez, onunla dalga geçemez, dini vecibelerini yerine getirme konusunda baskı yapamaz; velev ki güneşe tapsın, velev ki ineğe…
Ezandan rahatsız oluyorum demek, İtalya’da “çanların çalınmasından rahatsız oluyorum” demekle eşdeğerdir, orada bunu söyleyemezsiniz. Söyleseniz de meczup olarak görülürsünüz.
Hele hele bir toplumu topyekün tecavüzcü, cani, üç kağıtçı olarak ilan etmek, nefret söylemlerinin en uç noktasıdır.
Burada yapılması gereken olayı kişisel olarak değil, toplumsal olarak algılayıp yasal yollara başvurmaktır.