Güney Kıbrıs’ın tek taraflı olarak ilan ettiği Sözde Münhasır Ekonomik bölgelerinde yapılan doğalgaz arama çıkarma çalışmaları ile ilgili hemen hemen her gün yeni bira haber yapılıyor, bunun üzerine de yorumlar katılıyor.
Güney Kıbrıs’ın tek taraflı olarak ilan ettiği Sözde Münhasır Ekonomik bölgelerinde yapılan doğalgaz arama çıkarma çalışmaları ile ilgili hemen hemen her gün yeni bira haber yapılıyor, bunun üzerine de yorumlar katılıyor.
Bölgede doğalgazın varlığı herkes tarafından bilinmekte ama esas merak konusu bu doğal gazın miktarı. Bununla ilgili de çeşitli spekülasyonlar yapılıyor.
Kimisi çok diyor, kimisi çalışma yapmaya bile değmez diyor.
Ama geçtiğimiz akşamlarda Ada TV’de yayınlanan bir programda, konu masaya yatırıldı ve Amerikan şirketi olan ve Rumlar tarafından Doğu Akdeniz’de araştırma ruhsatı verilenNobleEnergy’nin hisselerinin artış gösterdiğinden bahsedildi.
Söz konusu hisse artışının neyi işaret ettiği sanırız anlaşıldı. Doğu Akdeniz’de yapılan çalışmanın neticesinde gaz yataklarının büyüklüğüne dayandırabileceğimiz bir sonuç.
Var ama nasıl ve nereye gidecek?
Hidrokarbon yataklarının geniş olduğu ve buradaki gazın çok olduğu düşünülecek olursa, Rusya’ya ihtiyaç ne kadar olacak?
Doğu Akdeniz’deki doğalgazın Avrupa’ya dağıtımı nasıl olacak?
Rusya, şu an gaz konusunda devleşmiş bir ülke… Güney Kıbrıs ile de sıcak ilişkiler içinde olmak için çaba harcıyor.
Rusya her ne kadar zaman zaman doğal gaz da Kıbrıslı Türklerin de hakkı var dese de içinden neler düşündüğünü ancak kendisi biliyor. Belkide tek söz sahibi olmayı bile planlıyordur…
Doğu Akdeniz’deki gazın Avrupa’ya ulaşması lazım. Uzmanlara göre bunun en kolay yolu gazın Türkiye üzerinden Avrupa’ya ulaştırılması. Hal böyle olunca gaz devi Rusya’ya olan ihtiyaç da azalacak. Bu durum Rusya’nın da Doğu Akdeniz’den yükselecek sesleri tetikte beklemesine neden oluyor. Bundan dolayı olayın ana noktasına girmek için görüntüde Güney Kıbrıs’ın alttan aldığı düşünülse de, Rusya da perde gerisinde alttan almaya çalışıyor.
Tel yol Türkiye dedik ya, daha doğrusu uzmanlar böyle diyor, işte bu noktada da Güney Kıbrıs Türkiye’nin karşısında olan ülkelerle müttefiklik anlaşmaları yapmak için kolları sıvadı. Bir yandan Mısır bir yandan İsrail derken bermuda şeytan üçgenini oluşturdular.
Bütün dünya artık Doğu Akdeniz’deki gazın Kıbrıs adası halkının olduğunu ve iki toplumun da eşit haklara sahip olduğunu kabullenmiş durumda. Güney Kıbrıs’tan da bu gibi söylemler yapılsa da kapalı kapılar ardından gazı nasıl kendi çıkarlarına çevirebilirler onun tartışmasını yaşıyorlar.
Gazı satmaya kalkışsalar kim alacak? Manevra yetenekleri iyice daraldı çünkü dedik ya, bütün dünya Kıbrıs’ta iki tarafında gaz üzerinde hakkı olduğunu ve işi yokuşa sürenin aslında Rum tarafı olduğunu biliyor.
Oklar Türkiye’yi gösteriyor. Güney Kıbrıs eninde sonunda Doğalgazı Türkiye üzerinden Avrupa’ya ulaştırmak zorunda kalacak.
Güney Kıbrıs öyle bir pozisyona geldi ki, sanki gece herkes uyurken gazı çalıp satacak…
Akılları ne zaman başlarına gelirse işte o zaman aslında çıkış noktası bulunacak.
Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı Sayın Ahmet DavutoğluKıbrıs adası etrafındaki doğal kaynakların barışın finansmanı olarak görülmesi gerektiğini ancak Kıbrıs Rum yönetiminin doğal kaynakları tekeline almasına izin vermelerinin mümkün olmadığını belirtti.
Çok da doğru söylemiş.
Unutulmaması gereken bir durum var. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin ve halkının arkasında Türkiye Cumhuriyeti var. Maddi ve manevi tam destekleri bizimle…
Peki sizin arkanızda kim var. Ekonomik krizde bankalardaki mevduatlarınızı tıraşlayan TROYKA mı, Anavatan diye saydığınız Yunanistan mı yoksa düştüğünüzde elinizden tutmak için tereddüt eden Avrupa mı…
Zaman senin tarafında değil, Güney Kıbrıs, zaman Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin lehine işliyor…