Devlet Planlama Örgütü’nün, nüfusun işgücü açısından durumunu belirlemek üzere “Hane Halkı İşgücü Anketi” yapıyor.
Yakın tarihten başlayacak olursak 20 Ekim’de başlayıp Anketin 2 Kasım’a kadar sürecek bir çalışma yapıldı. Anket 3500 haneye ulaşılarak çeşitli soruların sorulması neticesinde işgücü verilerinin oluşturulması hedefleniyordu.
Anketörler işbaşı yaptı. O dönemde yapılan açıklamada, soruların büyük kısmının bu yılın 13 Ekim-19 Ekim dönemindeki işgücü durumuna yönelik olacağı kaydedilmişti.
Kapılar çalındı anketörler geldi, sorular soruldu, cevaplar alındı. Çarşaf gibi kâğıtlar dolduruldu, kahveler ikram edildi, anketörler görüşmek üzere dedi ve gitti.
Buraya kadar herşey normaldi. Yalnız o dönemde de gözümüze takılan bir durum oldu. Görevli anketörlerin ne tanıtıcı bir kartları, ne de halka gösterdikleri görevlendirme kâğıtları yoktu. Bizim halkımız samimidir sıcaktır. Kapısını çalana buyur der, kahve ikram eder, yaz sıcağıysa limonata ile kapısına geleni serinletir.
Üzerinden bir süre geçti, anketörler yine aynı kapıları çaldı. Yeni anket dönemi gelmişti. Değişen tek şey anketörlerdi. Yine ayını sorular… Bu sefer halkın kafalarında soru işaretleri… “İkinci kez bu insanlar neden geldi?Geçen ayda aynı soruları sormamışlar mıydı”
Hadi onu da atlattı vatandaş ama anketörler yine aynı kapıları çalınca, ”Ne oluyor, koskoca adada seçilen haneler hep aynı mı?” sorusu belirdi akıllarda.
İşin ilginç yanı sorulan sorular aynı, verilen cevaplar aynı. Neyin soruşturması ve araştırmasıdır bu anlayabilmiş değiliz? Koskoca devletin maliyesi kimin ne maaş aldığını bilmiyor mu? Hadi bilmiyor. Sayfalarca kağıtcevaplanıyor. Bu cevaplar gerekli birimlere gidip kayıtlara geçmiyor mu ki, tekrar tekrar kim olduğunu bilmediğimiz insanlar kapıları çalıp aynı soruları defalarca soruyorlar.
Bu işi kimse çözebilmiş değil. Bu kadar sıkıntılı bir döneme defalarca harcama yapıp yine aynı soruları defalarca halka sormak ne kadar doğru?
Bütçe diyoruz, yüzde 85’i kamuya gidiyor diyoruz. Biraz tasarruf açıklamasını da sonuna ekliyoruz. Bu defalarca ve ısrarla aynı hanelerin kapılarını çalan ve aynı soruları soranlara harcama yapılmıyor mu? Yoksa bu işler gönüllülük esasına dayalı yapılıyor da bizim mi haberimiz yok!
Tabi bu arada Devlet Planlama Örgütü zaman zaman açıklamalarda bulundu. Söz konusu açıklamaların içeriği Hane Halkı bütçe anketi ile ilgiliydi.
Örgüt, 2014-2015 Hane Halkı Bütçe Anketi kapsamında Aralık ayı için örnek olarak belirlenen 270 hane halkının adresine posta yoluyla mektuplar ve broşürler gönderildiğini kaydetmişti.
Defalarca kapıları çalınan hanelere ne mektup geldi, ne de broşür. Muhtemelen postada takılıp kalmıştır.
Açıklamalarda şikayet veya önerilerin 2287653 numaralı telefona veya dpo@devplan.org e-mail adresine bildirilmesi rica edilmişti.
Evet günümüzde internet kullanımı en üst düzeyde, telefon hemen hemen herkesin elinde, ama bu işin yaşlısı var, imkanı el vermeyeni var. Bu tür çalışmaların her kesimi düşünerek yapılması ve ona göre davranılması gerekiyor. Siz insanlara güven vereceksiniz ki, insanlardan geri dönüşünü alasınız.
Özellikle ülkemizde suçların bu kadar da artış gösterdiğini aklımızın bir köşesinde tutacak olursak, geçtik sürekli aynı kapıların çalınmasını, en azından kapıyı çalacak olan anketörlerin yakalarına bir yaka kartı taktırın da halkın için biraz ferahlasın. Sürekli kulak kirişte, ne saat gelecekler diye beklemesinler.
Unutmayın ki HANE’DE AYNI, İŞGÜCÜ’DE… Halkın beli bükük, kırıldı kırılacak, cebine giren 3 kuruşla da hayatta kalmaya çalışıyor… Sizce durum nasıl?