CumhurbaşkanıDerviş Eroğlu, ziyaretlerinde kabullerinde, her nereye giderse gitsin, ekonomik gelişmişliğin müzakere masasında elini güçlendireceğinden bahsediyor.
Yani ekonomimizin gelişmesi Kıbrıs Türk tarafının müzakere masasındaki gücünü arttıracak. Savunulan görüş bu…
Başbakan Özkan Yorgancıoğlu ise “bizim öncülüğümüz yatırım teşvikidir” diyor. Ekonomiyi güçlendirmekten bahsediyor Başbakan…
Siyasilerimize gelince, onlar da ekonomiden, güçten, gelişmişlikten bahsediyor, yatırımcıyı desteklemenin yollarını gösteriyor ama iş icraata gelince ortada kimse olmuyor.
Kısacası siyasiler iş adamalarımızı desteklemiyor. Söyledikleri ile yaptıkları birbirini tutmuyor.
Sürdürülebilir bir ekonomik programımız diğer konularda olduğu gibi yok. Ekonomi dersinde hep birlikte sınıfta kalıyoruz. İş adamına destek olunursa işte o zaman ekonomik gelişmişlikte beraberinde gelir. İşte o zaman Cumhurbaşkanının eli masada güçlü olur. İşte o zaman Başbakanın yatırım teşviki dediği olay hayata geçer…
Ama bunu başarmak büyük maharet ister.
Bir iş insanı yeni bir atılım yapacağında yola isimden çıkar. Bir dükkan, mağaza veyahut her ne yapacaksa yapsın bunun adını koymak ister.
İngiltere’de sisteme göre kişiler kuracakları isim hakkında kısa bir araştırma yapar, bu konuda başvuracakları kurumlar vardır. Kısa sürede yaklaşık bir saatte istediği isimin müsait olup olmadığını öğrenir ve kullanılmıyorsa hemen başvurusunu yapar, isim hakkını alır. Daha sonra bir bankaya gider ve şirketi için hesabını açar. İşte bu kadar, olay bitmiştir. İsim alınmış, şirket kurulmuş, hesabı açılmıştır. Geriye bir tek kepengi açıp satış yapması kalır.
Gelelim bizim ülkemizde…
Bir ismin kullanılıp kullanılmadığını aynı isimde başka bir şirketin olup olmadığını öğrenebilmek için, ilgili daireye gideceksin, oradaki memurun iyi günüyse seninle ilgilenecek, sonrasında başvurunu alacak ve sana diyecek ki, ”biz araştırmaya başlıyoruz, yaklaşık bir aya kalmaz size istediğiniz isimin kullanılıp kullanılmadığı yönünde bilgi vereceğiz”… Siz ise orada “Ne, bir ay mı?” diye sorarsınız ama yapacak bir şey yoktur. Hele bir de bu bir ayın sonunda istediğiniz isim kullanılıyorsa alın size kafadan bir ay daha… Etti mi sana iki ay…
Yani işin özü yatırımmış, ekonomiymiş, bunları önce bir kenara bırakıp, işadamlarının önünü açsanız sayın büyüklerimiz. Sonrası zaten gelir. İşadamı itici güç olmaya zaten hazır tek istediği sizin onların önünü açmanız. Ama böyle giderse ve bir iş insanı bir saate kurulacak şirketi 3-4 ayda kurarsa, bu iş zor…
Her konuda Anavatanımız Türkiye’yi örnek alıyor ve onun yolunda ilerlemeye çalışıyoruz. Sayın büyüklerimiz orada da 24 saatte şirket kurabiliyorsunuz. Haberiniz yoksa söyleyelim. Arfika’da bile 24 saatte şirket kuruluyor artık. Allah aşkına biz sanki şirketi Ay’da açacağız. Gidiş geliş 3-4 ay.
İstikrar efendim, istikrar. Ekonomik gelişmişlik elimizi güçlendirecekse iş adamının önündeki engelleri kaldırın…