2015’in ilk haftası, olaylı eylemlerle başladı.
Kıbrıs Türk Hayvan Üreticileri ve Yetiştiricileri Birliği, üç gün boyunca, üç farklı noktada eylem gerçekleştirdi.
Hem de oldukça şiddetli denilebilecek eylemler…
Önce Cumhuriyet Meclisi’nde başlayan eylemde, birçok ülkede görülemeyecek manzaralar yaşandı. Üreticiler, Meclis binasının kapılarını traktörlerle kırdı.
Aynı eylem ikinci günde, Maliye Bakanlığı’nda gerçekleştirildi.
Bu kez bakanlığın kapıları, yine traktörlerle kırıldı.
Üçüncü ve son eylem ise Başbakanlık önünde gerçekleşti ve üreticilerden oluşan bir heyetin, Başbakan ile görüşmesiyle son buldu.
Tüm bu yaşanılan olaylar zincirinde, kim haklı, kim haksız yorumunda bulunmayacağız!
Elbette taraflar, kendilerince haklıdır.
Ancak eylemlerin de “yapılmazları” olmalıdır.
Devletin, Meclisi’ne, Bakanlığı’na, zarar verecek şekilde saldırmak, yapılan bir yanlış olarak adlandırılmalıdır.
İşte tam da bu noktada, olayın denge unsurunu oluşturan Polis Genel Müdürlüğü’ne bağlı ekipleri, göstermiş oldukları sabır ve görev bilincinden dolayı, takdir etmek istiyoruz.
Devletin ve halkın güvenliğinden sorumlu olan polis, üç gün boyunca yaşanan eylemlerde, tam anlamı ile dengeyi korudu.
Ne devlet malına zarar veren eylemcilere, karşı bir saldırı gerçekleştirdi, ne de korumakla yükümlü olduğu yasaları çiğnetti.
Ve tüm bu sabırlılıkla birlikte, bir tek kişinin dahi burnu kanamadan, eylemler son buldu.
Hayvancı derdini anlattı, hükümet dinledi.
Kamuoyu ise değerlendirmesini yaptı.
Demokrasinin tüm gerekleri, bu eylemle ispatlandı.