Geçtiğimiz günlerde, gündeme düşen bir haber, güzel ülkemizin durumu ile ilgili güzel bir örnek daha koydu gözler önüne. Bir devlet okulunda kadrolu müzik öğretmeni olan bir kişinin, 2006 yılından beri, okula adım atmadığı ve her ay yaklaşık 5 bin TL maaş aldığı haberi!..
Bahsi geçen kişinin, öğretmenlik mesleğinin yanı sıra, profesyonel müzisyenlik te yaptığından dolayı, kariyerinin müzisyenlik kısmına yoğunlaşarak; öğretmenlik kısmını ikinci plana bıraktığına yer veriliyor, basına yansıyan haberlerde. Hatta yine 2006’dan beridir hiç okula uğramayan bu kişinin, yurtdışında yaşadığından yakınıyor, ilgili sendika temsilcileri ve hükümete yükleniyorlar, her daim olduğu gibi…
Henüz ismi geçen kişinin bir açıklaması yok basında, ancak böyle iddialar da kolay dökülmez yazılara…
Şimdi gelelim konuya,
Sevgili sendika yöneticileri, 1996 yılında meslek hayatına başlamış bu kişinin, 2006 yılından beridir okuluna adım atmadığını şimdi mi öğreniyor? Peki, bu nasıl oluyor?
Öte yandan, bu okulda çalışan onca öğretmen, müdür muavini ve müdür ne yapıyor? Bir tek kişinin bile dikkatini çekmiyor mu, kadrolu öğretmenlerinin sekiz yıldır okula uğramadığı?
Milli Eğitim Bakanlığı yetkilileri, hiç mi, denetlemiyor okulları, okul kadrolarını? Veya nasıl denetliyor?
Bahsi geçen öğretmen-müzisyen kişi, nasıl becermiş de, bu denli kendisini izole edebilmiş ve 96 ay boyunca gidip maaşını çekebilmiş bankasından?
Sanırım başta sendikacılar da olmak üzere, önce çuvaldızı kendimize batırmamız gerekiyor. Tamam, eğer gerçekten bahsi geçen kişi, sekiz yıldır mesleğini icra etmek yerine, havadan maaş alıyor ise bu ciddi bir suç. AMA SUÇUN İŞLENMESİNE ZEMİN YARATMAK TA ÖNEMLİ BİR SUÇ