Bir inşaat yapmaya karar verirken planınızı, projenizi ona göre yapar ve sağlam temeller üzerine oturtmak için çabalarsınız.
Temeli atılmayan yapılar, en ufak bir depremde yerle yeksan olur.
Bu sadece bir inşaat için geçerli değil. Kişiler için iş hayatları, aile hayatları ve daha bir çok alan.
Hükümetler içinse, politikaları, planları, projeleri vs…
Her ne olursa olsun sağlam temele ihtiyaç var.
Türkiye Cumhuriyeti Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç ülkemize gelmiş. İki günlük temasları çerçevesinde Ercan’da uzun süredir bekleyen temellerin atılmasında bulunmuş. Dedik ya inşallah temeller sağlamdır ve hem halka, hem de ülkeye hayırlı olur.
Haberlerde izleyenler fark etmiştir. Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu, temel atma töreninde yaptığı konuşmada, Ercan’ın ülkeye sağlayacağı katkıdan bahsetti ve önemli bir noktaya daha değindi. Temel atma törenin geç olduğuna vurgu yaptı. Saat olarak değildi bu geç kalmışlık…
Sayın Cumhurbaşkanımız, geç olsun da güç olmasın, vatana millete hayırlı uğurlu olsun diyerek geçelim başka bir konuya. Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanı Hasan Taçoy’da konuştu ve daha önce ihale sürecini ve özelleştirmeyi fazlasıyla eleştirdiğini ifade etti.
O günlerdeki kararının bugünlere varana kadar değişmesinde gerekçeyi ise, yapılan işin doğruluğunu tartışma payını elde etmesine bağlıyor Bakan Taçoy.
Dedik ya hayırlı uğurlu olsun. Temeller atıldı. Allah tamamına erdirsin de, diğer yandan acı gerçekler yine her köşe başında karşımıza çıkıyor.
BİR BANKA SOYGUNU DAHA
Güpegündüz, silahlı, kar maskeli, kasketli kişiler ellerini kollarını sallayarak, yine bir bankamıza girdi ve bu sefer miktar çok olmasa da soygun gerçekleştirdiler.
Olayın oluş şekli zaten gazetenin sayfalarında yer alıyor, o kadar detaya girmeyeceğiz. Ama bankaların bu kadar fazla olduğu bir ülkede güvenlik önlemleri nasıl bir zayıflık gösteriyor ki, eline silahı alan para arabasını kaçırıyor, bankaya girip “ya para, ya canın” diyebiliyor ?
İnsanlar nasıl bir psikolojik bunalım yaşıyor ki, birbirlerinin canına kıymaya, soygunlar gerçekleştirmeye yöneliyorlar. Sanırız memlekette ruhsal bir bunalım yaşıyoruz? Acaba ekonomik mi? Acaba hükümetlerimizi aşamadığı ekonomik bunalımlardan mı kaynaklanıyor?
Acaba birileri Caz çalarken, diğer taraftakilere hicaz makamından nağmeler mi veriyorlar?