Ülkenin en büyük sorunlarından birisi olarak, sürekli dile getirdiğimiz iş kazaları konusunda, geçtiğimiz gün, yine acı bir örnek yaşadık. Girne’de yapımı süren bir otel inşaatında, beton döküm işlemi sırasında kalıp çöktü. Bilanço: “altı yaralı”. Yaralıların durumunun ağır olmaması sevindirici ancak, kazanın yaşandığı otel inşaatının geçmişi ile ilgili iyi şeyler söyleyemeyeceğiz.

Bahsi geçen otel inşaatında çok değil, bundan yaklaşık altı ay önce, 4 Eylül tarihinde yaşanan benzeri bir kazada, 19 yaşındaki işçi Cuma Cemlioğlu hayatını kaybetmişti. Temel ölçülerinin yapıldığı sırada, temel alanı içerisinde çalışan Cuma Cemiloğlu, duvardan kopan bir metre çapında toprak parçasının altında kalarak can vermişti.
Yaşanan olayın ardından, medyada haberler geniş yer tutmuş ve yankı uyandırmıştı. Başta Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı olmak üzere, birçok yetkili makam, konu ile ilgili açıklamalarda bulunmuş ve iş kazalarının önlenmesi konusunda açıklamalarda bulunmuştu. Peki, ne oldu?

İşte yine iş kazası… Göçük altında kalan 6 işçi… Perişan olmuş işçi aileleri…
Yani ne değişti? O kadar bir değişmedi ki hiçbir şey, kazanın meydana geldiği inşaat bile aynı. Yani önlemlerimizin hepsi de lafta. Manşetlerde süslü püslü açıklamalarda, televizyonlarda takım kravat konuşmalarda… İşçiler yine göçük altında…

21.30’DA İNŞAAT

Olayın önlemler boyutuna değinmişken, kazanın meydana geldiği gece 21.30 saatine de dikkat çekmek istiyoruz. Gece 21.30’da inşaat yapmanın önünü açan yasal bir prosedür var mı? Sabahın erken saatlerinden itibaren çalışmaya başlayan işçilerin, gecenin geç saatlerine kadar çalıştırılmaları konusu denetleniyor mu? Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın en azından bu konuda alması gereken bir önlem yok mu? Hem çalışma saatleri bakımından işçilerin sağlığının dikkate alınması, hem de gece 21.30’da inşatta çalışmanın güvenli olmaması açısından!