Hava soğudu yağmur da başladı. Hatta Pazar gününe kadar yağışlı hava devam edecek.
Sonunda havayı bile ağlatıyoruz.
Bir yanda Türkiye Futbol Federasyonu’nun Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde şube açma girişimleri ve bu girişimin siyasileri hatta hükümet ortaklarını birbirine düşürmesi…
Bir yanda da sendikaların hak aramak adına bir türlü bitmek bilmeyen grevleri…
Diğer yandan halkın unutulan sorunları ve gündemde gittikçe popülaritesi yükselen Cumhurbaşkanlığı seçimi…
Memlekette mecazi anlamda da olsa kan gövdeyi götürüyor.
Halk ödeme zorluğu ile boğuşuyor, bankalar faiz indirimi diyor ama borçlar katlanarak büyüyor.
Ayakta kalmaya çalışan halk ise sürekli kredi alarak günden güne borç batağına sürükleniyor.
Bu halk artık grev istemiyor, bu halk artık seçim istemiyor, bu halk artık tartışan fikir birliğinde olmayan siyasiler istemiyor.
Bu halk artık huzur istiyor, geçinebilecek kadar para istiyor, bu halk artık hak ettiği yaşamı istiyor.
İstemek çokta zor değil, önemli olan halkın isteklerini yerine getirecek seçilmişleri doğru seçmek. Peki, halk bunu yapabiliyor mu?
Bu soru her dönem karşımıza çıkıyor. Seçiyoruz, temsil etmesini istiyoruz ama başarılı olamıyoruz. Sonra iş işten geçti deyip kaderimize boyun eğiyoruz.
“Lafla peynir gemisi yürümez”. Her söz veren seçilmek isteyene inanılmaz. Bunu defalarca tatbik ettik. Yeter artık. Eğer bir insanın sizi temsiliyeti konusunda tereddütleriniz ve inancınızda en ufak bir şüphe tohumu varsa yapmayın, geleceğinize yazık etmeyin. Yaptığınız her yanlış tercih sizi daha da geriye götürecek ve ummadığınız beklemediğiniz mecralarda kendinizi bulacaksınız.
Hayat çok kısa, seçimlerinizi her alanda doğru yapın ki sonrasında dipsiz bir kuyunun içinde dışarıya çıkmak için birinin yardımını beklerken kendinizi bulmayın.
Seçerken ince eleyip sık dokuyun ki seçme hakkınız yanmasın.