Bu gün 27 Mart ‘Dünya Tiyatrolar Günü’! 1961'de Uluslararası Tiyatrolar Birliği (International Theatre Institute) tarafından yaratılan ve her yıl dünyanın birçok ülkesinde, birbirinden güzel eserlerin sahnelenmesiyle kutlanan tiyatrolar günü…
Gelişmiş ülkelerin, kendilerini kültürleri ile dünyaya tanıttığı gün… Yazılan birbirinden değerli piyeslerin sahnelendiği, kendilerini sanata adamış birbirinden değerli insanların sahne aldığı gün… Sahnesi dekoru, oyuncusu kostümü, müziği ve seyircisi ile kalitenin koktuğu gün…
Ne güzel geliyor değil mi kulağa bu kelimeler?
Ancak ne acıdır ki ülkemiz, ‘Dünya Tiyatrolar Günü’nü bu yılda buruk bir şekilde kutlayacak. Çünkü Devlet Tiyatroları Sahnesi, halen yerinde küllerin uçuştuğu bir harabeden ibaret! 29 Şubat 1999 yılında yanan Devlet Tiyatroları sahnesi, yangın olayının üzerinden tam 16 yıl geçmesine rağmen, olduğu gibi duruyor…
Ve…
Bizim ülkemizde sanat kokmuyor bu gün… Maaşları yetmeyen öğretmenler, okullarına gidemeyen öğrenciler, ürünü satamayan üreticiler, kepenk kapatan esnaf, faiz üstüne faiz yiyen tüccar, mahkeme koridorlarını arşınlayan bağımlı, ameliyat parasının toplanmasını bekleyen muhtaç, dünyaya açılamayan müzisyen-futbolcu-ressam, işsizliği iş haline getirmiş vatandaş kokuyor ülkemiz…
Yol kenarlarında çürüyen hayvanlar, çöplükten geçilmez sokaklar, lağım kokulu sahiller, petrol kaplı denizler, filtresiz bacalarkokuyor…
“Tiyatrosu olan bir ülkede kötülükler, çirkinlikler, yanlışlıklar sürüp gitmez”sözüne inat;kötülüklerin, çirkinliklerin, yanlışlıkların süre geldiği bir düzen kokuyor, tiyatrosu olmayan ülkemizde…
Kutlu olsun…