Cumhurbaşkanlığı seçimi için zaman daralıyor. Kimsenin umurunda değil gibi görünse de aslında halk sonucu merakla bekliyor.
Neredeyse son bir haftaya gireceğiz seçim parkurunda ama coşku yok, istek yok, eleştiri çok…
İnsanlar neyi ve neden eleştirdiğini bilmeden acımasızca yazıyor çiziyor. Kimse çözümün ne olduğunu bilmiyor ve meçhule doğru gidiyor.
Seçim ve Kıbrıs sorunu birbirine bağlanmış, seçimin ardından kopmayı bekliyor.
Seçim sonrasında ne olacak? Aslında çok bilinmeyenli bir denklem…
Eide geldi ve gitti… Epeyce umut pompalandı. Müzakereler başlıyor dedi. Hadi hayırlısı. İnatçı Anastasaidis de yelkenleri suya indirdi gibi görünüyor. Ama nereye kadar sorusunu sormadan da geçemeyeceğiz.
Kuzey’de gerçekleştirilecek Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin (seçilecek olan isimin) sonucu her ne olursa olsun müzakereleri etkilemeyeceği konusunda sözlü garantiler var. Var olmasına var da bu sözlü garantilerin garantisini kim verdi?
Gelen adayın ne isteyeceği, nasıl hareket edeceği, nerede duracağının garantisini kim veriyor?
Hoş bırakın bizden kimin seçileceğini, İnatçı Rum liderAnastasaidis’in yine nemden huy kapmayacağının garantisini kim veriyor?
Birleşmiş Milletler umutluymuş?
Hadi o zaman size kolay gelsin.
Eide’de ısrarlıymış bu konuyla ilgilenen son Özel Danışman olacağı konusunda… Azim iyidir ama kiminle dans edildiği de önemlidir. Kararlı bir toplumun ve liderlerin karşısında, ne istediğini bilmeyen ve Avrupa’nın şımarık çocuğu olduğunu kimse unutmamalıdır. Unutulmamalıdır ki “Yanlış hesap Bağdat’tan döner”…