yalcincemal@hotmail.com Bu gün, pazar.
İnsanlarımız, bir rehavet içerisinde.
Hava da güzelse, çoluk çocuk ver elini doğaya.
Güzel bir, piknik geçirmeye.
Ben de bu gün yazımı, pazara yakışır bir şekilde yazmaya karar verdim.
Kendi kendime “ bu gün siyasete girme Yalçın “ dedim.
Anlayacağınız, kendi kendime kural koydum.
Bu gün, politika yok.
Ya, ne var?
Bu gün değerli okurlarım, başlıkta da okuduğunuz gibi “ adam “
kelimesini irdeleyeceğiz.
Halk arasında, devamlı, bu kelime terennüm edilmektedir.
“Adam gibi, adam .”
“Sapına kadar, adam .”
“Adama bak, be .”
“ Adamlığı, nerede buldu .”
“Hade yahu, bu mu? adam değildir .”
“Gözlerin, adam görsün .”
Bu terimleri, sayfalar dolusu yazabiliriz.
Sadece, halk arasında dillendirilenleri, tercih ettim.
Bunları yazdıktan sonra, bu adam kelimesine bir bakalım.
Genellikle halk dilinde, kullanılan” adam “ kelimesini bütünleyici ve onun mütemmim cüzü olan destekleyici kelime “ güvenilirliktir .“
Kişileri toplum katında “ adam “ niteliğine getiren unsur, güvenilirliktir.
Ör:
Söz verip de, yerine getirmemek.
Bol keseden atıp, çevresini aldatan.
Birlikte arkadaşları veya yakınları ile bir yola çıkıp da cayarak, onları yarı yolda bırakan.
Bu durumda olan kişilere, toplumlarda, adam gözü ile bakılmaz.
Ha, erkek olanlar, sadece, kadın erkek ayırımındaki yerini korurlar o kadar.
Bir de bazı çevreler ve bazı zavallılar “ adamlığın “ para ve makamla elde edileceğini zannederler.
Onun yanılgısı içerisinde, kendilerini adamdan sayarlar.
Bir makama gelmiş bazı kişiler, o makam sayesinde, etrafında dönen kişileri, şahsına karşı yapılmış bir saygının eseri olarak algılar.
Bir de bakmış ki elindeki makam gittikten sonra, etrafındakilerin yerinde yeller eser.
Bir çok makam sahibi, makamları elden gittikten sonra, toplumda adam yerine konulmadıklarını gözlerimle gördüm.
Parayla, adam olunur mu?
Bu da, saman alevine benzer.
Yani “parası kadar adamlık .”
Toplumda, adam olarak kabul edilmenin kıstaslarını, hiçbir bilim dalı belirlemedi.
Bunun belirleyicisi, sokaktaki halktır.
İnsanlardır.
Adamlık, kişinin kamu oyuna enjekte edeceği sermayesi ile, ortaya çıkar.
Bu sermaye, yalana, dolana ve talana dayanıyorsa, o kişi hakkında adamlıktan bahsetmek mümkün olur mu?
Siyasete girmeyeceğim dedim amma, bu siyaset denen şey, ister istemez insanı üzerine çekiyor.
Çok kısa değineceğim.
Çünkü adam ve adamlık konusunda çok güzel bir örnek:
Hatırlanacağı gibi, bundan önceki Hükümet döneminde. UBP’den
ayrılıp DP ‘ ye geçenler olmuştu.
DP’ye geçenlerin içerisinde iki vekil, sonradan vaz geçti.
Siyasetin renkli simalarından olan, Sn.. Afet Özcafer bu iki vekil için kürsüden şunları demişti :
“ Arkadaşlarını yarı yolda bırakan adam, adam değildir .”
Güzel bir örnek.
Adam ve adamlık konusunu, irdelemeye çalıştım.