yalcincemal@hotmail.com

Kuzeydeki Cumhurbaşkanlığı seçimlerinden sonra, adanın tümünde, dünya kamuoyunda ve Kıbrıs’la ilgilenen tüm aktörlerde
Çok iyi bir iyimserlik havası esti.
Halen de, esiyor.
Özel Danışman Eide:
“Çözüme yönelik, iyi bir ruh var “ dedi.
Görüşmeler, 11 Şubat anlaşması çerçevesinde yapılacak.
Tabii, kaldığı yerden.
Olumlu havanın esmesine, Sn. Akıncı’nın seçilmesi ile başlandı.
Anastasiadis’in, görüşmeler öncesi destek aradığı çevrelerin , Anastasiadis’e gönderme yaptığı kişi, Sn . Akıncı oluyor.
ABD Bşk. Yrd. Biden, direk Akıncı’yı gösterdi.
Sanki, düğümü çözecek olan tek kişi, Akıncı’ymış gibi.
Bu hareketler, ileride Sn. Akıncı’ya, sıkıntı vermeyecek mi?
Sanki Sn. Akıncı, Rum tarafının tüm isteklerini kabul edecekmiş gibi, bir hava yaratılmıyor mu?
Haftaya, görüşmelerin programı, açıklanacak.
Hele bir, taraflar mindere çıksın, o zaman daha iyi pozisyon ortaya çıkacak.
Daha bu ortaya çıkmadan, güneyden, hiç de olumlu haberler gelmiyor.
Disi’nin, AP temsilcisi, Eleni Theoharus.
İki bölgeli, iki toplumlu, federasyona karşı, savaş açtı.
Bu amaç için, AP’na öneriler sundu.
Adada, çözüm için “ güzel ruh “ var diyen Eide, ada dışından, güney patentli, te Avrupalardan, çirkin ruhları görmüyor mu?
Fark, etmiyor mu?
Daha liderler, bir araya gelip, iki kelam etmediler bile.
Eleni Hanımın, bu davranışı, salt kendine özgü bir davranış mı?
Mümkün değil.
Disi’nin, AP temsilcisi.
Partisinden ve de onursal başkanı Anastasiadis’ten habersiz ve bilgisiz, AP ‘ da, hareket edebilir mi?
Güneyin, yine, görüşmeler arifesinde, hangi oyunların peşinde olduğu, yakında ortaya çıkacaktır.
Rahmetli, Rauf Denktaş döneminde yapılan, müzakerelerde, görüşmelerle ilgili olarak. “ Kapalı kapılar arkasında Washington “ eleştirisi yapılırdı.
Görüşmelerin, Kıbrıs Türk Halkının bilgisinden kaçırılmasına veya bilgilendirilmemesine karşın, büyük muhalefet yapılıyordu.
Sn. Talat’ın döneminde de, bu böyle oldu.
Sn. Akıncı’yı da, bazı gazeteler, Ankara ziyaretinden önce, ABD Büyük Elçisi ile yaptığı görüşmeyi, halka açıklamaması eleştirildi.
Öyle anlaşılmaktadır ki, görüşmelerin seyri ve içeriği açısından, güneyden yararlanmaya, çaba göstereceğiz.
Sn. Akıncı, halkı rahatsız eden bu durumu, ortadan giderici uygulama, yapacak mı?
Yoksa 2004 Annan Referandumunda olduğu gibi, halk anlaşmanın içeriğini, tam manası ile öğrenmeden. Sandığa mı götürülecek?
Müzakerelerin içeriğinin, her safhada, her iki halka da duyurulması, gerekmez mi?
Yoksa “kapılar arkasında Washington‘a” devam mı edilecek?
Bu gün, anneler günü.
Çok kısa, annelerimizi yad edelim.
“Ağlarsa anam ağlar. Gerisi yalan ağlar. “