Kanıksandırıldık

Olmaması gereken şeyler, toplumun kabul etmediği olaylar, zaman içerisinde kabul görmeye başlarsa, bunun önüne geçmek zorlaşır ve mümkün olmaz.

Olmaması gereken şeyler, toplumun kabul etmediği olaylar, zaman içerisinde kabul görmeye başlarsa, bunun önüne geçmek zorlaşır ve mümkün olmaz.
Bugünkü konumuz, ülkemizdeki iş kazaları ve insanların ölümü.
Hemen hemen ay geçmiyor ki, ülkemizde bir iş kazası ve ölüm olmasın.
Bazen ayda, iki veya daha fazla rakama tekabül ediyor.
Her iş kazası sonucu, gerek adli makamlar, gerekse ilgili bakanlık, soruşturma yapıyor.
Sonra da, bir açıklamada bulunuyor.
Arkasından da, tekrar bir veya birden çok, iş kazası.
Nerede ise, bu iş kazaları ve ölüm olayları, ülkemizde rutin işler haline geldi.
“Ne yapalım, iş kazası sonucu ölüm“ mantığı ülkemizde hakim.
Ölümlü iş kazaları, olağanüstü bir olay olmaktan çıkarılmış, olağan hale getirilmiş.
İş verenin, gerekli tedbirleri almamasından dolayı, meydana gelen iş kazası sonucu, ölüm olayları, çağdaş devletlerde “ tedbirsizlik dikkatsizlik ve ihmalden dolayı adam öldürme” suçuna girer.
Biz de ise bu tür ölüm olayları, idarenin idaresizliği sonucu, toplumun nazarında, olağanlaştırıldı.
Yukarıda, gerekli tedbirlerden bahsettim.
Bir iş yerinde, çalışanların iş kazasına uğrayıp ölmemeleri için, o iş yerinin nasıl bir iş yaptığı ve çalışanlara, zarar gelmemesi açısından alınacak tedbirler, bir uzmanlık işidir.
Bizde buna, dikkat ediliyor mu ?
Bu konuda, yasal mevzuatımız, yeterli mi ?
İlgili Devlet kurumlarında, bunu tespit edecek uzman personelimiz var mı ?
İş yerinde çalıştırılacak işçiler, o iş yerinde nasıl çalışacaklarına dair hizmet içi eğitime, tabi tutuluyorlar mı ?
İş veren, emniyetlerini sağlıyor mu?
Biz , işyerlerimizde, iş üretmek için genellikle düz işçiliği tercih etmekteyiz.
Düz işçi demek “hiçbir şey bilmeyen “ işçi demektir.
İş yerlerinde, her iş kolunda çalışacak işçiler, kalifiyeli mi ?
Belki bu oran “devede kulak.”
Ölümlü iş kazalarının önüne geçmek için, en büyük görev, Devleti yönetenlerdedir.
İkinci görev ise , işverenlerdedir.
Milyonlarca, işçi çalıştıran sanayi toplumlarında, yıl geçer, bir tek ölümlü iş kazası duymazsınız.
Bizde is tam tersine, her ay bir ölümlü iş kazası.
Bu süreç, daha ne kadar devam edecek.
Son, Mağusa’da ölümlü iş kazası basınımızda yer aldı.
Ülkemizde, ölümlü iş kazaları, adi suç gibi algılanmaya başlandı.
Halbuki, yukarıda da değindiğim gibi, bu olaylar “adam öldürme“ suçunu oluşturur.
Ama ne yazık ki, ölümle sonuçlanmış iş kazalarını, yetkililerin gerekli önlemleri almamasından dolayı .
Ölümlü iş kazalarına karşı duyarsızlaştırıldık.
Kanıksandırıldık.
Aksini söyleyen varsa, beri gelsin.
Bu haber 9804 defa okunmuştur

:

:

:

: