KKTC Cumhurbaşkanı Akıncı, AB yetkilileri ile bir dizi görüşme yapmak için, Avrupa’ya gitti. Giderken de, birçok sorunu AB yetkilerine anlatmak ve çözüm bulmak için, dağarcığına koydu.
Mevcut durum çerçevesinde, ticari bir sorun olan, hellimi de, AB yetkililerinin bilgisine getirdi.
Akıncı, Avrupa Komisyonu Başkanı, Junker’le de, görüştü.
Tüm sorunların yanında, Kıbrıs’ta bulunacak olası bir çözümde, yapılacak anlaşmanın. Avrupa Birliğinin bir hukuku haline getirilmesini de, Junker’in bilgisine getirip, yardımını istedi.
Yapılacak bir anlaşmanın, birincil hukuk haline gelmesi, tüm birlik üyelerinin, bu anlaşmayı onaylaması anlamına, gelmektedir.
AB hukuku haline gelmesi, ancak bu şekilde mümkün olur.
Çünkü AB hukukunun bir nüvesi olmazsa, yapılacak olan anlaşmanın. Avrupa mahkemelerinde açılacak davalarla, iptali yolu ile geçerliliği ortadan kalkar.
2004 referandumunda, bu mümkün olmamıştı.
Cumhurbaşkanının, bu sorunu AB yetkililerine taşıması... Yapılacak bir anlaşmanın, AB hukukunun bir parçası haline gelmesine.
Rum tarafının, pek sıcak bakmadığını, ortaya koyması bakımından da, düşündürücü olsa gerek.
Rum tarafı, deregasyon da dediğimiz, AB hukukunun bir parçası olacak bir anlaşmanın, dokunulmazlığı olmasını istemiyorlar. Bulunacak olan çözüm ve anlaşmanın, zaman içerisinde. Bu anlaşmanın hükümlerini beğenmeyecek veya bildikleri ve vazgeçmeyecekleri ideallerine varmak için, Rum tarafı ve Rumlar. AİHM marifeti ile anlaşmayı kuşa çevirip, mevcut Kıbrıs Cumhuriyeti statüsünde, Kıbrıslı Türkleri, eritip, şerebete çevirebilirler.
Akıncı, bu konuda çok haklı…
Fakat, bunu kabullenmek ve tatbik etmek, ne AB’ye, ne Junker’e, ne de, Schulz’e bağlıdır. Bunu, görüşme masasında kabul edecek ve imzayı atacak olan, Rum tarafıdır.
Tabii, bir de, Yunanistan’dır. Üye devletlerin, onay vermedikleri bir anlaşma, birincil hukuk olamaz.
Bir taraf bile, kabul etmezse, yine bunun mümkünatı olamaz.
Bunu kabul edecek olan, Rum tarafının görüşmecisi Anastasiadis’tir.
AP Başkanı Schulz ile yapılan görüşmede, AP Başkanı. Annan Planına “ evet” diyen iki liderden bahsetti.
O zamanlar için, bu doğru idi.
Şimdiki zaman için, doğruluk yok.
Rum lider, 2004 ‘te “ evet” demişti.
Partisi adına, parti lideri olarak “evet” demişti.
Şimdi iş başka…
Akıncı, Anastasiadis Efendi ile müzakere yapmıyor!
Ya neyle, yapıyor?
Rum, Ulusal Konseyi ile görüşme yapıyor.
Anastasiadis, Rum Ulusal Konseyinin, müzakere masasındaki, bir
memurudur.
Memur, aldığı talimatın, dışına çıkar mı?