Üç gün ara ile güvenlik birimlerinde canına kıyma olayı. Yani, halk dilinde intihar…
Bir kişinin intihar etmesi veya intihara teşebbüs etmesi, o kişinin her açıdan, umudunu yitirmesi, anlamını içerir.
Çağdaş hukuk sistemlerinde ve çağdaş demokrasilerde, intihar veya intihara teşebbüs etmeye, yasalarla müeyyideler konmuştur.
Çünkü dünyada, her insan, bir değerdir.
Yaşam Hakkı, İnsan Temel Hak ve Özgürlüklerinin başında gelen, bir haktır.
Yaşam Hakkı’nın güvencesi, dünyamızda, devletler ve oluşturdukları örgütler tarafından, sağlanmaktadır.
Birçok devlet, ölüm cezasını da, yasalarından çıkarmışlardır.
Dünyamızda, insan hayatından daha değerli bir şey yoktur.
Olamaz da.
İnsanoğlu, zaman zaman, içerisinde bulunduğu ortam nedeni ile.
Ekonomik koşulların kötü olması, sosyal yaşantının bekleneni verememesi…
Bazen de, Ailevi sorunlar, kişileri kurtuluşu intihar etmekte görerek, hayatlarına son vermektedirler.
Bu iki olaydan önce de, bir polis subayımız intihar etmişti.
Psikolojik açıdan, kurtuluşu, ölümde gören ve intihar eden kişiler.
Geride, yıkılan bir aileyi de bıraktıklarının, bazen farkında oluyorlar.
Bazen de, sorunları o kadar çok ki, bunu düşünecek zamanı olmaz.
Her intihar olayından sonra, gazeteler, yazarçizer.
Televizyonlar, radyolar ilk haber olarak, intihar olaylarını, kamuoyuna sunar.
Aileler, ağlar.
Yakınları, üzülür.
Aradan zaman geçtikten sonra da, her şey unutulur gider.
Başka ülkelerde, bu kadar sık intihar olayları karşısında, ilgili birimler, alarma geçirilir.
İntihar olayları, geniş bir boyutta araştırılır.
İncelenir.
Bizde, o kadar sık olan intiharlar karşısında, idareden hiçbir faaliyet, girişim yok.
Ara ara, bu kadar sık olan, bu intiharların nedeni nedir diye, bu işi bilimsel bir sorgulamaya tabii tuttuk mu?
Bunu gören veya duyan varsa, açıklasın.
Yok, öyle bir şey…
Ülkemizde, ekonomik koşulların kötüleşmesi…
Sosyal yaşantıyı da, olumsuz etkilemektedir.
En çok intihar olayları, güvenliğimizle ilgili olan, iki kurumumuzda olmaktadır.
İntihara, karar veren kişi veya kişilerin, psikolojik durumları çok kötü olsa gerek ki, sonucu ölüm olan bir tercihi yapıyorlar.
Bunu önlemenin en pratik yolu, bu kurumlarımıza, dalında uzmanlaşmış psikologlarla eğilinmekle mümkün olacaktır.
Nasıl ki eğitimde, öğretmenliğe, pedagoji dersi şart koşuluyorsa ve kadrolar ona göre yapılıyorsa. Bu kurumlarımıza da, kadrolu uzman psikologların atanması ile intihar olaylarının üzerine gidilmiş olacaktır.
Bunun zamanı, gelip geçmedi mi?
Daha, neyi bekliyoruz?