Bugün, Özgürlük ve Bağımsızlığımızın 41‘ci yıldönümü.
Hepimize kutlu olsun.
Müslüman Kıbrıs Türk Halkı, bu günlere kolay gelmedi.
Bu günler için, binlerce şehitler verdi.
Kanını akıttı.
Göz yaşı döktü.
Anavatanın garantörlüğünde, O’nun müdahalesi ile özgürlüğüne ve bağımsızlığına kavuşmuştur.
TC Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan’ı ve saygıdeğer zevcelerini, bu mutlu günümüzde aramızda görmekte, bizim için bir sevinç ve gurur vesilesi olmaktadır.
Hoş geldiniz.
Sefalar getirdiniz.
Adaya gelmekle, bizlere güç verdiniz.
Gücümüze, güç kattınız.
İyi ki, geldiniz.
Sayın Cumhurbaşkanım; sizlerin de malumu olduğu vechile, adada.
her iki taraf arasında, Kıbrıs’ta, nihai bir sonuca ulaşılması için, görüşmeler yapılmaktadır.
Bununla ilgili olarak da, BM‘nin her iki tarafça da kabul edilen çerçeve anlaşması mevcut.
Rum tarafı, AB ile ilgili Türkiye kartını bir tehdit unsuru olarak ileri sürerek, çerçeve anlaşmadan yan çizmeye çalışmaktadır.
Sayın Cumhurbaşkanım;
Müslüman Kıbrıs Türk Halkı, bulunacak bir anlaşma ile adadaki yaşamlarını ve geleceklerini, Rumların insafına terk edecek ve tekrar, diri diri mezarlara gömülecek, bir anlaşma istemiyor.
İstemiyoruz.
Görüşme masasına, garanti sisteminin getirilmesi, bizleri çok büyük oranda, kuşku ve endişeye sevk etmiştir.
Garanti sisteminin “ ellenmesini “ istemiyoruz.
Sayın Cumhurbaşkanım; bizlerin bu adada, hayat bulması, siz de takdir edersiniz ki, Anavatanımızın garantörlüğü sayesinde mümkün olmaktadır.
Biz Anavatanımızdan başka bir garantör ülke veya AB safsatası gibi bir birliğin garantörümüz olmasını ,istemiyoruz ve bunlara güvenmiyoruz.
Sayın Cumhurbaşkanım; sizin de üzerinde durduğunuz, iki egemen devlete dayanan ve bu devletlerden neşet edecek, Türk Halkının siyasi eşitliği tanınmış, iki bölgeli iki toplumlu, Müslüman Türk Halkını yeniden göç yollarına düşürmeyecek, bir çözüm.
Bir anlaşma.
Yapılacak anlaşmanın, AB’nin birincil hukuku olması ile, adada nihai bir çözüm, ancak bununla mümkün olacaktır.
Sayın Cumhurbaşkanım; halkımızın kafasını, bazı çevreler çok bulandırdı.
“Ne olacağız“ endişesi içinde.
Bu günkü konuşmanızın, halkımızın yüreklerine su serpen mahiyette olmasını, diliyoruz.
Bekliyoruz.
Tekrar; hoş geldiniz.
Sefalar, getirdiniz.
Özgürlüğe ve bağımsızlığa kavuşmak için, canlarını veren ve şehit olanlara, Allah’tan rahmet, gazilerimize, sağlıklı bir yaşam diliyoruz.
Bu günlere gelmemizde, katkı koyan her kese, her kuruluşa, minnetlerimizi ve şükranlarımızı da sunmadan edemeyeceğim.
Bayramımız, kutlu ve mutlu olsun.
Nice 20 Temmuzlara …
Anavatanla el birliği ile.
Gönül birliği ile, sonsuza dek.