Sn. Türkeş.
Baba toprağına, hoş geldiniz.
Sefalar, getirdiniz.
Kıbrıs müzakerelerinin sürdürüldüğü bu günlerde, adaya gelmeniz biz Kıbrıslı Türklere, moral verdi.
Güç verdi.
Sn. Türkeş.
Kıbrıs Türk Halkı olarak bizler, bu günlere kolay gelmedik.
Bu günlerin harcında, Mehmetçikle birlikte, canımız, kanımız vardır.
Müslüman Kıbrıs Türk Halkı, bu günlere kolay gelmedi.
Bu günler için, binlerce şehitler verdi.
Kanını akıttı.
Gözyaşı döktü.
Anavatanın garantörlüğünde. O’nun müdahalesi ile özgürlüğüne ve bağımsızlığına kavuştu.
Hoş geldiniz.
Sefalar, getirdiniz.
Adaya gelmekle, bizlere güç verdiniz.
Gücümüze, güç kattınız.
İyi ki, geldiniz.
Sn. Türkeş, Sizlerin de malumu olduğu veçhile, adada.
Her iki taraf arasında, Kıbrıs’ta, nihai bir sonuca ulaşılması için, görüşmeler yapılmaktadır.
Bununla ilgili olarak, BM ‘nin her iki tarafça da kabul edilen çerçeve anlaşması, mevcut.
Rum tarafı, AB ile ilgili Türkiye kartını bir tehdit unsuru olarak ileri sürerek, çerçeve anlaşmadan yan çizmeye çalışmaktadır.
Sn. Bakanım.
Müslüman Kıbrıs Türk Halkı, bulunacak bir anlaşma ile adadaki yaşamını ve geleceğini, Rumların insafına terk edecek ve tekrar, diri diri mezarlara gömülecek, bir anlaşma istemiyor.
İstemiyoruz.
Görüşme masasına, garanti sisteminin getirilmesi, bizleri çok büyük oranda, kuşku ve endişeye sevk etmiştir.
Garanti sisteminin “ ellenmesini “ istemiyoruz.
Sn. Türkeş, bizlerin bu adada, hayat bulması. Siz de takdir edersiniz ki, Anavatanımızın garantörlüğü sayesinde mümkün olmaktadır.
Biz Anavatanımızdan başka bir garantör ülke veya AB safsatası gibi bir birliğin, garantörümüz olmasını, istemiyoruz ve bunlara güvenmiyoruz.
Sn. Türkeş.
İki Kurucu Devletin egemenliğinden neşet edecek, Türk Halkının siyasi eşitliğine dayalı, İki bölgeli iki toplumlu , Müslüman Türk Halkını yeniden göç yollarına düşürmeyecek , bir çözüm .
Bir anlaşma.
77 – 79 Doruk Anlaşmalarındaki, iki bölgelilik ve iki Toplumluluk ilkesinin, ruhuna ve lafsına ters düşecek formülleri de masaya getirdiler.
İki bölgeliliği ve İki Toplumluluğu, kalbura çevirmeye çalışmaktadırlar.
İki bölgelilik ve iki toplumluluktan, bizim anladığımız:
Kuzeyde, sadece Türklerin.
Güneyde de sadece Rumların oluşturacakları, Federe Devletlerden oluşacak, iki bölge.
Yapılacak anlaşmanın, AB’nin birincil hukuku olması ile adada nihai bir çözüm, ancak bununla mümkün olacaktır.
Sn . Türkeş. Halkımızın kafasını, bazı çevreler çok bulandırdı.
“Ne olacağız “ endişesi içindeler.
Kıbrıs Türk Halkı, on bir yıllık soykırım yıllarında bile, bu kadar moral çöküntüsü içerisine girmedi.
Gelecek endişesi, yaşamadı.
Bizler bu Adada, yaşam hakkımızı, 1960’ta imzalanan, uluslararası anlaşma niteliğinde olan “Garanti ve İttifak Anlaşmaları” sayesinde sürdürmekteyiz.
Bu Anlaşmalara rağmen, on bir yıl Kıbrıs Türk Halkına yaptıkları kalmadı.
Kıbrıs Türk Halkı olarak 1974 öncesi, çok acılar çektik.
Çok canlar, verdik.
Kanlar, akıttık.
Kıbrıs Türkünü tekrardan, o günlere getirmek hayali içerisinde olanlar var.
Anavatanımız, bu hayallerin gerçekleşmesine izin verecek mi?
Bizi, Rum’un insafına terk edecek mi?