Anlaşma istemiyorlar

Anastasiadis’in ABD‘ne yaptığı ziyaret ve BM GK ‘ da yapacağı toplantı nedeni ile Kıbrıs konusunda da, resmi ve gayri resmi temaslarda bulunmaktadır.

Anastasiadis’in ABD‘ne yaptığı ziyaret ve BM GK ‘ da yapacağı toplantı nedeni ile Kıbrıs konusunda da, resmi ve gayri resmi temaslarda bulunmaktadır.
Yaptığı temaslarda, görüşmelerle ilgili olarak yaptığı açıklamalar,
11 Şubat 2014, mutabakat metnine uymadığı, metnin dışında, bir çözüm gayreti içerisinde, seyretmeye devam etmektedir.
Anastasiadis, çözüm için, ortaya attığı görüşlerle ilgili olarak, Akıncı’nın da ayni vizyonu sahip olduğunu, çözüme engelin, Türkiye’den kaynaklandığını, dolayısı ile Türkiye’ye baskı yapılmasını. Her temasında dile getirmektedir.
ABD ‘ ne yaptığı ziyarette, Kıbrıs sorununun çözümü ile ilgili bir anlaşmayı kabul etmelerinin şartlarını da, her temasında dile getirmektedir.
Anastasiadis, garanti sisteminin tamamen kalkmasını, bir ön koşul olarak, talep ediyor.
Garanti sisteminin kalkması demek, Kıbrıs Türk Halkının geleceğinin belirsizleşmesi anlamına geleceğini. Kaderlerinin Rumların eline teslim edileceği endişesi taşıdıklarından. Türk Halkının % 90 ‘ı garantilerden yana olduğu gerçeğinden hareketle, böyle bir çözüm anlaşması ile karşı karşıya kalması halinde. Kesinlikle anlaşmaya “ hayır” diyecektir.
Rum tarafı, 77 – 79 doruk anlaşmaları çerçevesinde, bulunacak çözümü de torpillemeye çalışmaktadır.
İki Bölgelilik ve İki Toplumluluğu, kalbura çevirmenin gayreti içerisindedir.
Bulunacak bir anlaşmada, kesinlikle, AB’nin hukukunun etkin olmasından yana.
Bu ise serbest yerleşim, mülk edinme, serbest dolaşım ve ticaret yapma özgürlüğünün, anlaşmaya hakim olmasını istemektedir.
Ayrıca Türk Federe Devletinde, Rum kantonlarının oluşması talebi de, 77- 79’un ruhuna ve lafsına aykırı olduğu da ortada bu da, tamamen iki bölgeli ve iki toplumlu bir çözümden yana olmadığını ortaya koyması bakımından. Rum tarafının, görüş ve taleplerini sergilemektedir.
Kıbrıs sorunu, siyasi bir sorundur.
Ancak ve ancak, siyasi bir anlaşma ile soruna çare bulunabilir.
AB veya dünya hukukuna göre çözüm bulunacaksa, iki lider niye bir araya gelerek, konuyu müzakere edip, bir sonuç arasınlar?
AB ve dünya hukukuna, havale edilir.
O hukukla, çözülür.
Liderler de, boşuna zaman harcamazlar.
Bunlar, güneyin batılılara bastırıp kabul ettirmek istedikleri çözüm şekilleri.
Akıncı, 11 Şubat 2014 mutabakatı ile yola çıktı ve yoluna o pusula ile gidiyor.
Buna rağmen, güneyde bazı çevreler, Akıncı için: “O da caydı “ diyebilecek kadar gerçekleri ters yüz etmeye çalışıyorlar.
Anastasiadis’in ABD ‘ de çözüm için ortaya koyduğu tezler, bir gerçeği daha sergiliyor.
11 Şubat mutabakatının dayandığı 77 – 79 Doruk Anlaşmalarını ve bu anlaşmaları, 750 sayılı GK kararı ile tescil eden. BM raporunu da görmemezlikten gelerek, yeni yeni önerilerle, müzakereleri dinamitleme yolunu seçmiştir.
ABD’de, takvimi tamamı ile reddeden Anastasiadis, güneydeki seçimlerde, görüşmeleri, partisi için, siyasi rant elde etmek için de kullanacağı ortaya çıkmıştır.
Anastasiadis bu davranışları ile barış dostu mu?
Yoksa:
Barış, düşmanı mı?
Bunun takdirini. Siz, Okurlar karar versin.
Bu haber 9565 defa okunmuştur
  • PArdon ince  NY - 29.09.2015 Nikos``un ABD deki aciklamalari icin Rumlara neden yukleniyorsunuz anlamis degilim. Neden bunu sayin AKinci``dan aksiniz yada teyidini istemek icin AKinciya sormuyorsunuz. Akinci bir adim otenizde!!!, kaf daginin ardina degildiyecegim ama ...

:

:

:

: