Dün olduğu gibi, bugün de, Anavatandan gelen suyun nasıl bir ekonomik sistem içerisinde çalıştırılmasını ve bunların içerisinde hangisinin halk yararına olacağını tartışıp, bir çıkış noktası bulmaya çalışacağız.
Su, diğer tüketim maddeleri gibi karlı bir iş.
Bundan dolayı, her sektör için, cazip gelen bir madde.
Özelleşmesi demek: tamamen, özel kişiler veya, özel kişilerin oluşturduğu tüzel kişiler tarafından, yönetilip, dağıtımının yapılması ve fiyatının tespit edilmesi.
Özerkleşmesi demek: çıkarılacak bir yasa ile kendi kendini, bağımsız olarak yönetmek.
Bu da, o işletme içerisinde olan çalışanlarla, bağlı sektörde olanların iştiraki ile olan bir oluşum.
Devletleştirme ise : tamamen devletin, kontrol ve yetkisinde olarak, dağıtımının yapılması, fiyatının da devlet tarafından belirlenmesi.
Tabii, bunların sonucunda, Rahmetli Atatürk tarafından bulunan karma ekonomi sistemine göre : hem, devletin, hem de, özelin ortak olacağı, bir ekonomik model.
Bizde , 1974’le başlayan ekonomik yapımız akla gelirse, bizde ekonomi, Kamu İktisadi Teşebbüslere (KİT) dayanıyordu.
Zaman içerisinde, bu ekonomik uygulamadan vazgeçilerek, özelleştirme, teşvik edildi.
Dünyanın, globalleşmesinden sonra da, dünyamız tamamen kapitalist bir ekonomik düzenin etkisi ve baskısı ile, O ekonomik modeli uygulamaya zorlanmış ve zorlanmaya da devam etmektedir.
Bu küreselleşmenin veya globalleşmenin bir tanesi de, Avrupa olmuştur.
AB adı altında, globalleşen Avrupalı, bu sistem içerisinde uygulayacağı ekonomik sistemi de, belirledi.
O da, bu modaya uyarak, “Kapitalizm“ dedi.
Başka bir isimle, Liberalizm.
Bunun, halk dilindeki anlamı: Özelleştirme.
Tüm ekonomik işletmeler, özel sektör tarafından çalıştırılacak.
Devlet, bu sistemden vergi toplayarak, devlet çarkını döndürecek.
Türkiye’de , 2003 yılından sonra gelen AK Parti de, AB‘nin uyguladığı modeli benimseyerek, o da, Liberalleşmeyi ve liberalleştirmeyi kendisine bir ekonomik sistem olarak alarak, uygulama alanına geçti.
Bizde ise, suyun özelleşmesine karşı çıkan, sivil toplum örgütlerinin tümü, Avrupa Birliği sevdalısı.
Avrupa Birliği’ne girilmesi için, vermedikleri mücadele yok.
İstenilen bu AB‘de, uygulanan ekonomik sistemin, Liberalizm olduğunu bile bile, AB’ne girilmesinden yanadırlar.
Sen, girilecek olan bir birliğin ekonomik sisteminin, Liberalizm yani özelleştirme olduğunu bilerek, girmek için can atacaksın, sonra KKTC‘deki özelleştirmelere, savaş açacaksın.
Ahalinin de, bunu yemesini isteyeceksiniz !
Yemezler …