Bugün, iki siyasal partimizin içinde oldukları durumları irdelemeye çalışacağız.
Bilindiği gibi, Meclisimizde 4 siyasi parti, temsil edilmekte.
Yine bilindiği gibi, bizde uygulanan demokrasi: “Temsili demokrasi .”
Bugün irdelemeye çalışacağımız partiler: CTP, UBP.
İlk iki sıradaki sıralamaya göre, hükümet ortaklığını bölüştüler.
Başbakanlık, CTP‘de.
UBP’nin ortaklığına, meclis grubundan ve tabandan, muhalefet edilmeye devam edilmekte.
UBP, ay sonu, çetin geçeceğe benzeyen, bir kurultay geçirecek.
İlçe kongrelerinden çıkan sonuç, muhaliflerin Genel Merkeze karşın, güç ve şanslarının daha ağır olduğunu gösteriyor.
Girne’deki ilçe seçimleri, hafta sonu yapılacak.
Ay sonu itibarı ile, UBP‘de genel merkezciler seçimi alamazlarsa. Hükümetin geleceği, büyük oranda soru işareti taşımakta .
Muhaliflerin kazanması durumunda ise, vay genel merkezcilerin haline.
Hükümet bozulmasa bile, kabinede tümden değişiklik kaçınılmaz olacak.
Sn. Özgürgün, kurultaya gitmeden çok önce, Sn. Talat gibi, parti içerisindeki dengeleri koruyucu , politikalar izleseydi, karşısında bir blok oluşmasını engellerdi.
Üye listeleri ile, başarı kazanmak bizim memlekette mümkün değil.
Çünkü dengeler, çok hassas.
Bakın Sn. Talat’a: daha hükümettekiler, koltukları ısıtmadan, Nisan kurultayı icabı kabine değişikliğine gitti.
Dengeleri korumasını ve bundan yararlanmasını öğrenmiş gibi.
Tabii, bu kabine değişikliği, CTP‘de, durulmaya çalışılan, politika kazanının yeniden ısınmasına ve kaynamasına yol açacak.
Sn. Özgürgün’ün de Sn. Talat’ın da bütün manevraları, pike üstüne pike yapmaları, altlarındaki koltuğu başkalarına kaptırmamak.
Sn .Talat bunun için, parti içi ağırlıktaki hizipleri de memnun etme
harekatına girişti.
Kim bilir ?
Belki bir – iki aya kalmaz, kabinede, başka bir değişikliğe de gidebilir.
İlerleyen zaman dilimleri içerisinde, göreceğiz.
CTP‘de güçler, harmanlandırılıyor.
UBP‘de ise, bloklaştırılıyor.
Bloklaştırılan güçleri, bloklaştıranlar, isteler de istemeseler de bu bloklaşmış gücü, karşılarında bulacaklardır.
Sn. Özgürgün ve yandaşları, bloklaştırmayı uygun gördü.
Sn . Talat ise, güç dengelerini harmanlatarak, etkisiz hale getirme politikası güttü.
Hangi politikayı tercih ederlerse etsinler, her iki partinin Genel Merkezi de, altlarındaki koltuğu korumak ve başkalarına kaptırmamak politikalarında örtüştü.
Birinin, yöntemi başka.
Diğerininki, başka.
Fakat ikisinin yolları da ” Roma’ya çıkar”
Hafızalarınızı bir yoklayın. 70‘li yılları yaşayanlar anımsayacak.
Yaşamayanlar ise , öğrenecek.
Bankaların, çok olduğu yıllar.
Tüm bankalar , müşteri çekmek için her yönteme baş vurmuş .
Bütün reklam çeşitlerini, kullanır hale gelmişlerdi .
Bir banka.
Osmanlı Bankası.
Kendi reklamını, şu sözlerle yapıyordu:
“Aslında yok bir birimizden farkımız . Biz Osmanlı bankasıyız .”
Ne güzel bir reklam.
Değil mi ???