UBP’de geçen Pazar yapılan, Genel Başkanlık ve Parti Meclisi seçimlerinde, bilindiği gibi, salt çoğunluk sağlanmadığı için, Genel Başkanlık seçimi, bu hafta sonuna kaldı.
Divan, Parti Meclisi için yapılan oylamanın sonucunu, yani oy sayımını, ikinci kez yapılacak olan, Genel Başkanlık seçimi ile birlikte yapılmasına karar verdi.
Bu karar doğrultusunda, oyların bulunduğu sandıkları, Genel Başkanlık binasına taşıyarak, sekreter odasında, bir hafta beklemeye aldı.
Oylaması bitmiş, sayımı yapılması gereken oyların, Genel Başkan seçimi tekrarlanacak diye, sayımından vazgeçilerek, bir hafta sonraya bırakılması, kapalı oy, açık sayım ilkesine aykırı olmaz mı ?
Genel ilke, y vermenin hemen ardından, oy sayımının yapılmasıdır.
Divanın aldığı bu karar, bu ilkeye aykırı olmaz mı ?
Oy kullanmanın ve sayımının, aleni olması, tüm dünyada, tüm siyasi iradeler tarafından yapılan bir uygulama.
Dikta rejimlerinde bile, buna riayet edilir.
Salonda, spor müsabakaları nedeni ile oy sayımından vazgeçildiğini
Divan başkanı tarafından yapılan, açıklamadan öğreniyoruz.
Yani, kurultayın yapıldığı salon, başka etkinliklere verildi.
Spor yapılacak.
Parti Meclisi oylarının bulunduğu sandıklar, başka bir yere götürülüp , sayım yapılamaz mıydı ?
Hadi, salon bulunamadı.
Muhafaza etmek için bula bula, Genel Merkez binası mı bulundu ?
“Polis nezaretinde, merkeze getirilip, kilit altına alınmış.”
Polisin denetim görevi, binaya kadar.
Genel Sekreter odasındaki sandıkların, denetim görevi, Sn. Divan Başkanının, cebindeki kapının anahtarı.
Bir hafta, bu oyların bulunduğu odanın denetimi, kimde ?
Parti içinde, gelinen noktada, oyların Genel Merkezde muhafaza edilmesi, parti içerisinde, şaibelerin çıkmasına neden olmayacak mı ?
Zaten hemen bu doğrultuda, söylemlere, başlandı.
Sayılacak oyların, içinde bulunduğu sandık veya sandıklar, yedi emin olarak, Polis Genel Müdürlüğü’ne, zabıt tutularak verilemez miydi ?
Pek tabii, verilebilirdi.
Divan Başkanı ve üyelerin iyi niyetlerine söyleyecek sözümüz olamaz.
Fakat, seçim sandığının, Genel Merkez binasında muhafazası karşısında da, susmamız mümkün değil.
Teknoloji o kadar gelişti ki, maymuncuğun açamadığı kapılar ardına kadar açılır.
Sandıkların Genel Merkezde muhafazası, tam Aziz Nesinlik bir olay.
Biri çıkıp ”tüzüğe uygundur“ da demesin.
Bu en basit, klasik demokrasi ilkelerine ters düşen bir olay.
Etik dışı, bir olay.
Kapanan sandığın içindeki oylar, kapandığı yerde, açılır ve sayılır.
Ülkemizde, hep öğünüyoruz: UBP, ülkemizin en köklü partisi.
En köklü parti bunu yaparsa, köksüzler ne yapsın ?
Cumartesi yapılacak sayım neticesinde, sayımın sonuçlarından kuşku duyan, her hangi bir şaibe hisseden, anti demokratik bir durumla karşı karşıya olan kişiler, sonucun iptali için, mahkemeye baş vurabilirler.
Demokrasi adına da, bu uygulama ile, rekorlar kitabına gireriz.