İnsanı, hayatta tutan.
Çocukların, sağlıklı gelişmesini sağlayan.
Büyümelerini, tetikleyen.
Aldıkları gıda maddelerinin, sağlıklı olmaları ile, doğru orantılı olmasına bağlıdır.
İnsanı hayatta tutan ve uzun bir ömür veren, sadece sağlıklı beslenme değil.
Hem sağlıklı.
Hem de, dengeli beslenme olmalıdır.
Bunun yanında da, insan sağlığına zarar vermeyecek bir çevre gerekli.
İnsan oğlunu ayakta tutan, bu en önemli üç temel unsurdur.
Bizim ülkemizde, bu üç temel unsur var mı ?
Buna, bir bakalım.
Sağlıklı beslenmenin, ne demek olduğunu, biraz açalım :
Beslenmemizi sağlayan, yiyecek maddelerinin, insan sağlığı açısından, her türlü mikrop ve bakteriden, ari olması gerek.
Bunun mümkünatı, her şeyden önce, sıkı ve devamlı denetimlerin yapılmasından geçer.
Bizde bu yapılıyor mu ?
Hayır.
Bazı büyük Belediyeler, sırf göstermelik olarak “eşe dosta karşı“
gelen şikayetler üzerine, denetimler yaparak, basına da açıklamalar da, bulunuyorlar.
Bu kadar, kullanma tarihi geçen gıda maddesini imha ettik.
Bu kadar ekmeği, gramajından düşük bulduk.
Bu kadarı, sağlığa aykırı yerlerde muhafaza edildiği için, falan filan yerlerdeki fakirlere dağıttık.
Ekmeğin ve unlu gıda maddelerinin imal edildiği fırınlar, ciddi şekilde kontrol ediliyor mu ?
Unlu gıda maddelerinin yapımında kullanılan, suyun menşei, soruluyor mu ?
Ülkemizde, hangi Belediyenin şebeke suyu içilir ve bu amaçla kullanılır ?
Bir ara, geçmişte Gönyeli Belediyesi ilanlarla, şebekeden akan suyun içilebileceğini halka açıklamıştı.
Diğer Belediyelerden bu konuda her hangi bir açıklama yapılmamıştı.
Bu konuda, tek umut.
Anadolu’dan, gelen su.
Bu gerçek, ortada iken.
Onlarca, özel su istasyonlarından halk, bakterili su içmemek için, su alırken.
Yenen ekmek ve unlu gıdalara konulan suyun, hangi kaynaktan alındığının ve kullanıldığının hesabının sorulduğunu, duyan var mı ?
Nerede ise tüm fırınlar ve pastanelerin kullandıkları su.
Şebeke suyu.
Bu su içilecek nitelikte olsa idi, yöre Halkı , damacanalarla evlerine su stoku yapmazdı.
Ayni durumda, bu suyu hemen hemen tüm üreticilerimiz hayvanlarına da, içirmekte.
Bazıları da , denetimsiz su kuyularından hayvanlarını sulamaktadırlar.
Tamamı ile, canlılar için zararlı olan su kaynaklarından, hayvanlarına, çaresizlik içinde, bu sulardan , verilmektedir.
Başta bunu , Belediyelerimizin, kontrol etmesi gerekir .
Fakat, büyük oranda, bazı Belediye Başkanları, gelecek dönem de seçilmesinin hesabı kitabı içerisinde hareket ederek “ne suya, ne sabuna“ dokunmama politikasını sürdürmektedir.
Sağlıklı beslenme olmadan, dengeli beslenme olur mu ?
Mümkün değil.
Hele hele.
Çevreyi kirleterek, hiç mümkün değil.
Buradan, Hükümete.
Belediye Başkanlarına, soruyorum:
Unlu gıda maddesi imal eden müesseselerin, kullandıkları suyun
menşeini.
Kaynağını ve tahlil sonuçlarını, ne zaman açıklayacaklar.
Hep içme suları, denetlenir.
Fırınlarda kullanılan sular.
Ne zaman denetlenecek ?