Türk Rus ilişkileri

Tarihte, Türk Rus ilişkilerine, bakacak olursak. Çizginin, inişli yokuşlu olduğunu, görürüz.

Tarihte, Türk Rus ilişkilerine, bakacak olursak.
Çizginin, inişli yokuşlu olduğunu, görürüz.
Çarlık Rusya’sı ile, Osmanlı İmparatorluğu, arasındaki ilişkiler, nerede ise, iki İmparatorluğun yaşadığı yıllar, hep savaş halinde geçmişti.
Bu durumun ortadan kalkması ve ilişkilerin iyileştirilmesi, her iki ülkede yapılan ihtilalle birlikte, olumlu havaya girmiştir.
17 Ekim, Bolşevik Devrimi’ni takip eden yıllarda, Atatürk de, 1919’da, kendi devrim hareketini başlattığında ve Anadolu’yu istila eden, Batılı emperyalistlere karşı verdiği, Kurtuluş Savaşında.
Yıllarca savaş halinde olan, eski Moskova yönetimi gitmiş.
Komünist idare, Mustafa Kemal Türkiye’sinin yanında yer alarak.
Yeni Türkiye’nin, Batılı Emperyalistlere karşı verdiği savaşın, yanında yer almıştı.
Bu, o zamanki Moskova yönetiminin uyguladığı ve kendi çıkarına da olduğunu gördüğü, politika idi.
Anadolu’nun işgali sonucu, emperyalistlerin ve kapitalistlerin, Rus sınırına dayanması Lenin yönetiminin işine gelmiyordu.
Bunun için, o yılların Rusya’sı, Türkiye ile iyi komşuluk ilişkilerini sürdürdü.
Türkiye de, ayni iyi niyet çerçevesinde buna karşılık verdi.
Lenin’in ölümünden sonra, iş başına geçen Stalin’in, Türkiye’ye bakış açısı, Lenin gibi iyi niyete dayanmadı.
Stalin.
Atatürk, daha hayatta iken, Türkiye Cumhuriyeti’nin toprak bütünlüğüne göz dikerek.
Kars , Ardahan ve Erzurum’u, Rus topraklarına dahil edeceği söylemlerinde, bulunmaya başladı.
Bunu, 1938 ‘ den sonra, Atatürk’ün ölümü ile de, devam ettirdi.
İkinci Dünya Savaşından sonra ise, ayni politikaları devam ettirmesi nedeni ile, komünist yayılmayı engellemek için oluşan NATO teşkilatına, Türkiye girmeyi tercih etti.
Ruslar da Varşova Paktını oluşturarak, yaklaşık 73 yıl, dünya soğuk savaşlı iki kutup haline getirildi.
3 yıl Türkiye, Rusya’nın, karşısında olduğu blokta olmasına rağmen, Türkiye’nin, alt yapı faaliyetlerinin, inşasında bulundu.
Rafineriler ve demir çelik fabrikaları kurdular.
Ali Ağa Rafinerisinde, bir ara, gençlik yıllarında, şu andaki Rus Devlet Başkanı Putin de çalışmıştı.
Soğuk Savaş yıllarında, Türk Rus ilişkileri, ciddi bir merhale kat edemedi.
Zaman zaman, ABD kaynaklı, sıcak gelişmeler de yaşandı.
1990 yılında dağılan, SSCB’nin yerini alan idareler, Türkiye ile karşılıklı çıkar ilişkisine dayanan, politikalar gütmeye başladılar.
En son.
Putin’in iktidarı ile de, bu bariz şekilde kendini gösterdi.
İki ülke.
Kendilerini “stratejik ortak “ olarak ilan ettiler.
Bir çok yatırım projeleri.
İki ülke arasındaki ithalat.
İhracat.
Her alanda işbirliği politikaları, devam etti.
Nereye kadar ?
Rus uçağının düşürülmesine kadar.
Sanki, bu ilişkilerden ve yakınlaşmalardan, büyük oranda tedirgin olan güçler vardı.
Bu iki ülke arasına kara kedi gibi girerek, tüm ilişkileri berhava ettiler.
Uçak düşürülmeli miydi ?
Düşürülmemeli miydi ?
Tartışmalarını geride bırakmak lazım.
Her iki ülke de, bu büyük gerginlikten paylarını olumsuz şekilde almaya başladılar.
Başka bazı ülkeler de, iki ülke arasındaki bu olumsuzluktan, kendilerine pay çıkarmaya başladılar.
İlişkilerin eski haline getirilmesinde.
Her iki ülke açısından, umulmadık faydalar ve çıkarlar vardır.
Şapkalar çıkarılsın.
İlişkiler tekrar bozulmayacak şekilde.
Tekrar, sağlansın.
Bu haber 9280 defa okunmuştur

:

:

:

: