Görüşmelerde, ilerleme var mı ?
Yok mu ?
Bunu, liderlerin açıklamalarından, anlamak mümkün.
Ortak nokta.
“İlerleme var. Amma kat edilecek çok şey var.”
Yani, kat edilecek kadar problem.
Duruyor.
Bunu, ABD’ nin Dışişleri Temsilcisi de, dile getirmedi mi ?
Garantiler.
Mülkiyet.
Toprak.
Vallahi liderler, görüşmelerde “öküzü yediler kuyruğu kaldı .”
Kuyruk da, ne kuyruk.
Gövdeden, daha büyük.
Böyle giderse.
Kuyruk, masadaki görüşmecilerin, boğazında kalacağa benzer.
“Tazelenmiş umutlardan “ bahsetti Rum lider.
Arkasından da.
Her zamanki tehditlerini, çözüm için dile getirdi.
Son nağmelerinde, Türkiye’yi, AB konusunda veto ile tehdit etti.
Türkiye’nin, Ankara Anlaşmasını, uygulamasını istedi.
Aksi takdirde, fasıllarla ilgili olarak , vetosunu kullanacağını açıkladı.
Bununla da kalmadı.
Kıbrıs’ta olası bir çözüm isteniyorsa, istedikleri tavizlerin verilmesini de, şart koştu.
Tabi bunları açıklamadı.
Açıklarsa, kıyametin kopacağını biliyor.
Görüşme masasının, berhava olacağını da.
O açıklamıyor.
Fakat.
Yandaşlarına açıklattırıyor.
Meclis Başkanları, Emiru.
Baş Papaz.
Ekoloklar.
Elam.
V.S:
Anastasiadis ve Güney, hep anlaşmadan bahsediyor.
Ağızlarına barışı almıyorlar.
Çünkü onlara göre yapılacak anlaşma, idealleri olan ENOSİS’i gerçekleştirmeden öte gitmeyecek.
Bunu da sözde, AB‘nin insan hakkı olan dört özgürlüğü ile
destekleyerek, üniter Devlet talebini yenilemiş oldu.
İstenilen, dört temel özgürlük.
BM parametrelerindeki, çözüm paketini, dinamitlemekten öteye geçmez.
Garantilerde ise, adamların, ilerideki niyetlerinin iyi olmadığının bir tezahürü olarak, kesinlikle kaldırılmasından yana.
Garantiler vardı da.
Kıbrıs Türk’lerine ettiklerini bırakmadılar.
Yarım asır sonra.
Kaçırılan ve hunharca öldürülen Kıbrıs Türk’lerinin kemiklerinin kuyulardan çıkarıldığı bir dönemde.
Garantilerin, çeşitli nedenlerden dolayı kaldırılmasına, uğraş verenlerin niyetlerini, bilmem yazmaya gerek var mı ?
Hafta sonunda Cyprus Mail’de bir yazı çıktı.
Gazete yazarı Lukas Karalambos.
Eokacı Markos Dragos heykelinin, 4 Aralık 1963 ‘te Akritas Planını uygulamaya başlayan, EOKA teşkilatının baş tedhişçisi ve zamanın İçişleri Bakanı Yorgacis’in planlayıp örgütlediğini yazan Fileloftoros gazetesindeki haberi, eleştirerek, 21 Aralık’a giden yolun EOKA ve Akritas Planının uygulayıcılarının işi olduğunu yazdı.
Yani kendi toplumu.
Fakat o tarihlerdeki ayni gazete.
Bombalama olayının “azınlık Türk’ler tarafından yapıldığını “ manşetine çekerek. Rum Halkının, Türklere karşı saldırı tohumlarını, ekmeyi başarmıştı.
Ey Türk halkı;
Sn. Akıncı’nın, görüştüğü liderin, ayni ekol olan Akritas plancıları ve onu uygulayan EOKA tedhiş örgütün, siyasallaştırılan
Partisinden geldiğini unutma.
Müzakerelerdeki her adımlarının da, ENOSİS’e doğru yönlendirilmiş olduğunu.
Hiç.
Unutma.
Bunları unutarak, olası bir referandumda, oy kullanmaya
gitmenin de.
Ölüme eş olacağını.
Hiç ama. Hiç unutma …