Bugün, Sn. Cumhurbaşkanımız Akıncı’nın, Rum yönetimi başkanı
Anastasiadis’in yaptığı açıklamaya, verdiği yanıtı, vatandaşın ağzından dinleyelim.
Dünkü yazımda, Anastasiadis’in açıklamalarını, başka bir mekanda izlemiştim.
Sn. Akıncı ‘nın açıklamasını da başka bir mekanda konuşan vatandaşların ağzından bir dinleyelim.
Mekana girdim.
Günaydın. Nasılsınız?
Günaydınlar sen nasılsın.
Sağ olasınız.
Sen de sağ ol.
Bir sade kahve söyledim.
Kahve gelene kadar.
Muhabbet yoğunlaştı.
Ne var?
Ne yok?
Aha.
Bizim Cumhurbaşkanımızın güneydekine verdiği cevabı konuşuyoruz.
Evet.
Bir cevap vermiş.
Verdi de.
Galiba.
Ne galibası?
Cevap okkalı verilmedi.
Okkalı verilecekti ki.
Nigo. Nerden geldiğini bilmesin.
Ama. Bizim Mustafa. Açıkça söyledi yahu.
Ne söyledi?
Biz de, o koltuğa oturmazsak.
E…
Vallahi bu iş olmayacak. Bizim Mustafa öyle söyledi.
Eyi etti.
Hem de, bu Nigo’cun söyledikleri karşısında hayal kırıklığına uğradığını söyledi
Nere uğradığını?
Bir yere gittiği yok.
Nigo ‘nun söylediklerinden. Hayal kırıklığına uğramış.
Ha. Anladım. Böyle giderse, daha çok hayal kırıklığına uğrayacak,
Ne için?
Yahu. Bizim Akıncı, daha bunların ne mal olduğunu öğrenemedi de, bunlara gerçekten inanıyor. Bunların içleri “ çufut çarşısı.“
Öyle öyle.
Kurucu Devlet olmadan, bir Federasyon kurulsun.
Kurucu Devletler olmadan. Federasyon nasıl olacak?
İstedikleri.
Kıbrıs Cumhuriyetinin adını değiştirerek. Federasyon yapıp, Kurucu Devletler yerine, eyaletcikler kurmak.
E hani.
Bizim Türkiyamız’ın Başbakanı. İki Kurucu Devlet demişti.
Evet demişti.
Bu, B M ‘ de mutabık kaldığı bir formül.
Öyle ise. Güneydekilerin yaptığı ne?
Ma daha anlamadın yahu?
Neyi?
Adamlar, bizi kendilerine yama yapmaya çalışıyor.
Nasıl yama?
İstedikleri.
Garantileri ve Kıbrıs Cumhuriyetinde olan, veto sistemini kaldırarak.
Üniter Devlet olarak, yola devam etsinler ve bizi de bu yapıda,
azınlık hakları vererek. Amaçlarına ulaşmak yolunda ilerlesinler.
Bunu. Bizim Mustafa görmüyor mu?
Görüyor. Sinyali veriyor.
Ne sinyali?
KKTC sinyali.
Bu nasıl bir sinyal?
“KKTC tanınmasa bile vardır.”
Hah şöyle. Ya bizi de kendi seviyeleri gibi bir ortak kabul ederler, ya da, iki komşu devlet olarak, onlar yollarına. Biz de yolumuza devam ederiz.
Bu gidişle, galiba öyle olacak…