Ülkemizde, ayni zamanda ortaya çıkan kürtaj ve tüp bebek olayı.
Hem içte, hem dışta, büyük bir sansasyon yaratmıştır.
Ayni zamanda sağlık servislerine olan güveni azaltmıştır.
Tüp bebek olayında, ilgili sağlık servisi veya hastanesinde İngiliz bayan DB., tüp bebek sağlık servisinde veya hastanesinde, karşılıklı olarak yapılan anlaşmaya , uyulmadığını.
Kendisinden habersiz olarak, hastanenin , kendi isteği doğrultusunda muamele yapıldığından, üçüze hamile kaldığını.
Spermin, yurt dışından XC şirketinden alındığını.
Embriyo sisteminde ise, yumurtaların kendisinden alınıp, işleme tabii tutulmasını istedi.
Hastane kendi yumurtalarının, döllenme konusunda, sorun çıkarabileceği uyarısı karşısında, DB, adada, kendi kan grubunda, 20 yaşında bir bayanla anlaşarak , 12 adet yumurta aldı.
Yurt dışına giden DB, ilgili hastanedekilerin, bir müddet sonra , DB‘yi arayarak, kendisinden alınan iki yumurta ile , yine kendisinin bulup, ilgili hastanede yumurtaları alınan donörün, bir çok yumurtası ile dölleme işleminin başarı ile gerçekleştiği haberi verilerek , DB adaya çağrıldı.
DB, Embriyonun aşılanması, aşamasında, kendi yumurtasında, ısrarcı oldu.
Hastane yetkilileri, sonucun, başarısızlıkla sonuçlanabileceği endişesini, izhar etmeleri üzerine , taraflar, DB‘ye ait olan iki embriyo ve dönöre ait olan bir embriyo üzerinde, aşı yapılmasında anlaştılar.
Aşı yapıldı.
DB . hamile kaldı.
Hamileliğinin üçüncü haftasında , üçüze gebe olduğunu öğrendi.
Üçüz bebeğin büyük bir risk olmasına rağmen , bebekleri doğurmaya karar verdi.
Doğum, erken oldu.
Bebeklere, kan gerekti.
Kan grupları araştırılır.
Eyvah.
Ortaya çıkan sonuç.
DB ile, ilgili hastane arasında yapılan anlaşmadan, eser yok.
Nitekim ,iki bebekte yapılan kan grubu incelemesinde , iki çocuğun ne kendisinden, ne dönörden, ne de seçtiği spermden olmadığı gerçeği ile karşı karşıya kaldı.
Varılan anlaşmaya uyulmadan yapılan, bir tıbbı muamele ortaya çıkan sonuç, taraflar arasında varılan anlaşmanın, ihlali
Dolandırıcılık söz konusu.
Tabir caizse.
“ Kim kime dumduma“
DB . İlgili hastaneye, dava açmaya hazırlanıyor .
Hani haksız da değil.
Mağdur olan bir İngiliz bayan .
Olaya, başka bir pencereden bakmak gerekirse.
Ortaya , daha değişik boyutların çıkması ile karşı karşıya kalıyoruz .
O da devletimizin ve ülkemizin, sınır ötesi coğrafyalarda ,itibarının zedelenmesi.
Çünkü bu tıbbi muamelenin, hangi hastanede olduğu, bu İngiliz bayana sorulmayacak mı?
Tüp bebek, olayının veya muamelesinin yapıldığı ülke de, sorulacak.
Verilen cevap.
KKTC, veya Kuzey Kıbrıs olacak.
Ülkemizi ve Devletimizi, küçük düşürmeye.
İtibarsızlaştırmaya, kimin ne hakkı vardır.
Bu olayı.
Bir tüp bebek mülahazası ile ele almak mümkün mü ?