Kürtaj olayı ile, ortaya çıkan bir gerçek, özel hastanelerin, gerektiği şekilde, denetime tabi tutulmaması.
Ada Hospital’a, kürtaj olayından sonra yapılan denetimde, hastane olma vasfından, çok uzak bir donanımsızlıkla karşılandı.
Bu da gösteriyor ki, yapılması gereken denetimlerin, zamanında ve mekanında, rutin bir şekilde yapılmamış olmasıdır.
Bu sadece, Ada Hospita’a özgü, bir olay değildir.
Sn. Sağlık Bakanı, Ada Hospital’daki kürtaj olayından sonra, basının karşısına çıkıp açıklama gereğini duydu.
Denetimlerle ilgili olarak özel sağlık kuruluşlarının, Özel Sağlık Hizmetleri Denetleme Kurulu tarafından, rutin bir şekilde denetlemeye tabi tutulduğunu, eksikliklerin giderilmesi için de, uyarılar yapıldığını, eksikliklerin olmasını, yasal boşluklara ve ilgili yasada, çıkarılması gereken tüzüklerin çıkarılmamasına, bağladı.
Son olayla, Ada Hospital’e yapılan teftişte, ortaya çıkan manzara karşısında, denetimlerin, zamanında ve mekanında yapılmadığını ortaya koymuyor mu ?
Sn . Bakan, yapılan denetimlerdeki eksiklikleri, yasal boşluk ve gerekli tüzüklerin çıkarılmamasının tespiti, Ada Hospital’a yapılan denetim sonucunun açıklanması ile ortaya çıkmışsa ve bunların düzeltilmesi yoluna gidilecekse, yasal boşluk ve Tüzük olayının tespiti, yeni bir olay.
Özel tıp kurumları, geçmişte rutin olarak denetlense idi, bu eksikliklerin tespiti ortaya çıkar ve yasal boşluk ile tüzük olayı günümüze kadar gelmezdi.
Zanlı doktorlardan ikisinin, devlet hastanesinde tedavi görmeleri ile yapılan açıklamalarda Sn. Bakan ve Bakanlık temsilcilerinin açıklamaları,insancıl .
Bir insan, zanlı da olsa.
Sanık da olsa.
Mahkum da olsa her şeyden önce insandır.
Temel hak ve özgürlüklerden, katıksız olarak yararlanma haklarına sahiptirler.
Bunların en önemlisi, yaşam Hakkıdır.
Devlet, tüm vatandaşlarının, yaşam hakkını korumak için, gerekli tedbirleri almak mükellefiyetindedir.
Dolayısı ile, iki zanlının, devlet hastanesinde, sağlık denetimi altına alınması ile ilgili uygulama, yerinde bir uygulama.
Sağlıklarına kavuştuklarında, adalet önüne çıkarılacaklar.
Aksi takdirde, tutukluların, tutukluluk sürecinde, sağlıkları ile ilgili olumsuz bir durumla karşılaşılması halinde, devletin ilgili kurumları, sorumlu tutulmaz mı ?
Bu olay bize, şu gerçeği de ortaya koymuyor mu ?
Hukuk Devleti ilkesini gerektiği kadar uygulamamak.
Uygulatmamak, değil mi ?
Kürtaj olayı dolayısıyla, bazı çevreler tarafından tüm hekimlere suçlama yapılması da, çok büyük bir yanlış unutulmasın ki, olayda tutuklanan doktor ve personel, zanlı durumda, yani daha açıkçası, şüpheli .
En son gerçek, sağlıkla ilgili, gerek devlet olsun.
Gerekse özel olsun, tüm kurumların zamanında ve mekanında denetlenmesi olmalıdır .
Aksi takdirde, ilerde daha büyük trajedilerle, karşılaşabiliriz.