Bir müddet önce Türkiye’ye giden, KKTC Meclis başkanlığındaki heyete Sn. Recep Tayyip Erdoğan bazı tavsiyelerde ve isteklerde, bulunmuştu.
Bu istek ve tavsiyeler, görüşülmekte olan Kıbrıs Müzakereleri ile ilgili olan hususlar.
Bunlara bir bakalım :
Güzelyurt’u vermeyin.
Annan Planının gerisine gitmeyin.
26 bin KKTC vatandaşlığını kazanan kişilere vatandaşlık verin.
Güzelyurt’la ilgili isteği, gelen suyun . Toprak olarak, en iyi tarım yapılacak bölge olması.
Annan Planından sonra, bölgeye yapılan yatırımlar.
Annan Planının gerisine, gitmeyin tavsiyesi.
Plan ölmüştür. Karşı taraf Planı reddetmiştir.
Artıya geçilebilir.
26 bin vatandaşlığa gelince.
Bu kesim, bu gün için KKTC‘nin ekonomisini ayakta tutan kesim.
Bunların ada dışına gönderilmesi demek.
KKTC ekonomisinin, felç olması demek.
Kanaatimize göre.
Annan’ dan bu yana, büyük bir zaman dilimi geçti.
Karşı tarafın Ada bir Elen adasıdır iddiası ve hayali içerisinde olması. Anlaşma için, sekter tavırlar içerisinde olmaları.
AB‘ni, Türkiye’ye karşı bir şantaj olarak, ileri sürmesi karşısındaki
eylemleri, Sn. Erdoğan’ı, bu isteklerde bulunmasına, sevk ettiği düşünülebilir.
Kıbrıs’ın, bir Elen adası olduğu fikri sabitinden, hareket eden ve bunu AP‘da dile getiren, Güneyin milletvekillerine susan bir AB karşısında Sn . Erdoğan’ın bu istekleri “Devede kulak kalmaz“ mı ?
77 – 79 Doruk Anlaşmalarını, kalbura çevirmek için bin bir manevra içerisinde olan , Güney.
Bunu uygulatmamak için garantileri, masada görüşülmekte olan mülkiyet rejimini, iki bölgeliliği ve iki toplumluluğu dinamitlemek için, önerdikleri.
Ayni taktiği vatandaşlıklarda da, uyguladıklarını görüyoruz.
74 öncesi tapu sahiplerinin veya mirasçılarının KKTC‘deki eski mallarını, talep etmeyecekleri yollu, şişirme haberler pompalayan, KKTC‘deki bazı çevrelere, bu konuda gelen, tokat gibi sesler karşısında.
“ Hanya’yı Konya’yı “ gördüklerini, tahmin etmekteyiz.
Bazıları, istese göremez.
Yüklendikleri misyon, buna engel .
Buradan uyaralım.
Rum tarafının, istekleri doğrultusunda.
İstenen tavizler, verilecekse.
Bu anlaşma, Kıbrıs Türk Halkı tarafından, onay almaz.
Denilebilir ki, yeni genç nesil, 63‘leri yaşamadı.
O günleri bilemez.
O günleri yaşamamak demek, geçmişi irdelememek anlamına gelmez.
Orta Doğu’da yaşananları bile görseler, geleceklerini tayinde bir pusula olmaya yeter.
Girmeye can attığımız Avrupa Hukukunun mültecilere nasıl uygulandığını, bir görsünler.
Aslında, o kadar uzaklara gitmeye de, gerek yok.
“Elen adasında “ bizlere vermek istedikleri haklar, Ermeni , Latin ve Maronit’lerin kullandığı haklar.
Yani azınlık hakları.
TC‘nin garantisi olmayan bir halk.
Yani ilerde yok olmaya, yok edilmeye aday bir halk.
Buna, Kuzeyde kim evet der.
Onun için Sn. Erdoğan’ın tavsiyelerine, kulak vermek zorunda olduğumuzu idrak edelim .