Olmazsa olmazlarımız, olursa olmazları

Kıbrıs görüşmelerinde, beklenen ilerlemenin olmamasına rağmen, umutlar yüksek tutulmaya çalışılıyor.

Kıbrıs görüşmelerinde, beklenen ilerlemenin olmamasına rağmen, umutlar yüksek tutulmaya çalışılıyor.
Avrupa Komisyonu Başkanı’ndan sonra AB Parlamento Başkanı da, adaya geliyor.
Daha önce de hatırlanacağı gibi ABD Başkan Yrd . Biden gelmişti.
Bunların haricinde, AB de çeşitli makamları temsilen, yetkililer geldi.
Nerede ise ayni sıklıkla.
Türkiye’ye de, ayni ziyaretler oluyor.
Fakat bu ziyaretlere karşın görüşmelerde beklenen ilerleme, görülmemektedir.
Saraydan yapılan açıklamalarda toprak ve garantiler daha ellenmedi.
Yönetim ve güç paylaşımında ise istenilen noktaya gelinemedi.
Saraya gelen, batılılar nerede ise güneyin, elçiliğine soyundular.
Yapılan temaslarda KKTC ve O’nun Cumhurbaşkanı’nı, güneyinkinden, bir alt basamakta gördüklerini ve o şekilde davranış biçimine girdiklerini de gözlemliyoruz.
Güneyin, telkinleri ile olsa gerek.
Politikaları itibarsızlaştırmak.
Küçük düşürücü tavırlar içerisinde bulunmak gibi davranışları, yaşayarak görüyoruz.
Hem kuzey hem de güneyin ve de AB‘nin, umutvari konuşmalarına karşın görüşmelerin seyri maalesef bu kadar umut verici nitelikte değil.
Bu ise iki toplumun yavaş yavaş belirlenmeye başlayan, ilkeli duruşundan ortaya çıkmaktadır.
Son olarak güneyde yapılan, bir kamu oyu araştırmasında, bu açık ve seçik ortaya çıkmaktadır.
Güneydeki araştırmada Kıbrıs Rumlarının % 86 ‘sı garantörlüğe ve Kıbrıs Cumhuriyetinin lağvedilmesine karşı.
% 59‘da dönüşümlü Başkanlığa karşı bunlar Rum tarafının olursa olmazları.
Türk tarafı için ise olmazsa olmazları mülkiyette de, ayni ilkellik duruyor.
İki taraftan biri, bu konularda taviz vermek zorunda.
Bu tavizlerin verilmesi için de Türkiye ve Sn . Akıncı’ya, batılılar büyük baskı yapmaktadırlar.
Adaya, mekik diplomasisine başladılar.
Bu ilkeler Kıbrıs Türk halkı için Adada yaşayabilmesi için yaşamsal istekler.
Bunlardan vaz geçer ise “Vay haline.”
Bu iç konu olası bir referandumda gerek kuzeyden, gerek ise güneyden, hayır çıkacağı kesin.
İkisi ortası bir yol bulunabilir mi ?
Her halde ona çalışıyorlar.
Bu işler iyi niyete dayanır.
Güney üçüncü atağa geçti, denizlerdeki gaz için .
Bizden tıs yok.
İlerleme raporunda, bu konuda Türkiye’nin eli, bağlanmak isteniyor.
Güneye, hareket serbestisi, veriliyor.
Bunda iyi niyet var mı ?
Hani nerede, ABD ‘ de yapılan kıta sahanlığı anlaşması ?
Yumurta, kapıdan içeri girdi sahanlığı da, geçiyor.
Biz ne yapıyoruz.
Yaptığımız seyir mi ?
Yoksa, bayrakların örtülmesi isteklerinin yanında tüm isteklerini de mi, kabul ediyoruz ?
Nereye gidiyoruz ?
Nereye götürülüyoruz !
Bu haber 4087 defa okunmuştur

:

:

:

: