AB Parlamentosunun, Başkanı geldi, gitti.
Geliş arifesinde bir çok medya, Schulz’un gelecek olmasını, manşetlerinden yorumlar da yaparak, Adada bir anlaşmanın olmasına, yaptığı katkıları ve yapacaklarını yazdı durdu.
Sn. Schulz Adaya geldikten sonra her iki tarafa olan bakış açısı çifte standart.
Kuzeyde bir çok kesimde hayal kırıklığı yarattı, hoşnutsuzluklar oluştu.
Avrupa’nın, en büyük kurumunun Başkanı son gelişindeki davranışları ile Kıbrıs Türk Halkını bir değil pek çok kez aklını toparlayıp düşünmeye sevk etti.
Düşünmeye sevk etmek şöyle dursun hayret ve endişelerin doğmasına, neden oldu.
Güneye, tam resmi bir ziyaret gerçekleştirdi.
Resmi devlet töreni ile, karşılandı.
Yıllarca Kıbrıs Türküne kan kusturan kanlı papazın, mezarını ziyaret etti.
Rum Meclisinde, konuştu.
Saygıda kusur etmedi.
Arkasından da Kuzeye geçti.
Geçer geçmez de ara bölgede olacak arabadaki, bayraklı forsu, kapattırma becerisini de göstererek Türk tarafına geçti.
Bir saate yakın bir süre Cumhurbaşkanı Akıncı ile Cumhurbaşkanı sıfatı ile değil de bir lider sıfatı ile görüştü.
Tabii kendisinin resmi sıfatı Kuzeye geçtikten sonra Güneyin baskısı ile ortadan kalktı normal bir kişi gibi, Kuzeye geçti.
Sn. Akıncı ile, Akıncı’ya göre” çok yararlı bir görüşme yaptı.”
Tabii armağanlar teati edildi.
Sn . Akıncı’ya seramikten bir tabak hediye etti.
Sn. Akıncı da , Girne Kapısını tasvir eden, bir kabartma plaket verdi.
Kuzeye geçerken görülmemek için .
Nerede ise, kalbur takmaya yeltenecek olan Schulz .
Akıncı’ya seramik tabak, Anastasiadis’e altın tepsi veren AB Başkanının, bu çifte standardının altında yatan gerçeği.
Kıbrıs Türk Halkı çok iyi görmeli, ciddi şekilde muhakeme etmelidir.
Anastasiadis’e sadece altın tepsi değil Avrupa’nın, bu çifte standardı ve Kuzeye karşı, her zamanki bakış açısını da, irdelediğimizde Anastasiadis efendiye altın tepsinin içinde Kıbrıs’ı da, hediye ettiğini görmüyor muyuz ?