Böylece AB üyesi ülkelerin vatandaşları bu kararla AB‘nin de, Türk vatandaşları için alacağı kararın ardından, ayni anda yürürlük kazanacak.
Bu kararların alınması ve alınabilecek olması Kıbrıs’ın, her iki tarafında, geniş ve değişik yorumların yapılmasına neden olmuştur.
Türk tarafında“Güney tanındı mı ?“ sorusunu akla getirdi.
Bu konuda çeşitli yorumların yapılmasını da, beraberinde getirdi.
Güneyde ise temkinli açıklamaların yapılmasına, neden oldu.
Burada tanıma derken diplomatik yoldan tanımayı, kast etmekteyiz.
Nedir diplomatik tanıma ?
Devletler Hukukunda, bu anlamdaki tanıma nedir ?
“ BİR DEVLETİN BAŞKA BİR DEVLET VEYA YÖNETİMİN , STATÜSÜNÜ VEYA BİR EYLEMİNİ KABUL ETTİĞİ DAHİLİ ULUSLARARASI SONUÇLAR DOĞURAN TEK TARAFLI BİR POLİTİK EYLEMDİR . GENELDE TANIYAN HÜKÜMETİN BİR RESMİ AÇIKLAMASI YOLU İLE GERÇEKLEŞİR .”
Bu açıklamayı takip eden zaman dilimi içerisinde tanıyan ve tanınan ülkeler mütekabiliyet esasına göre gerek eş zamanlı olarak, gerek değişik zamanlarda olmak üzere büyükelçilerini ve alt birimlerini, karşılıklı olarak kabul eden ve kabul edilen ülkelerin, başkentlerine göndererek itimatnamelerini sunarlar.
Bu işlemle de diplomatik tanınma, resmen yürürlüğe girer.
Vize olayıyla ilgili olarak güneyi TC olarak resmen, diplomatik olarak tanıdığını, iddia etmek devletler Hukuku prensiplerine de, ters düşer.
Tanınmayan bir ülkenin vatandaşlarına, vize muafiyeti uygulanması veya uygulanmaması başka bir şey.
Bir ülkeyi, diplomatik kuralları yerine getirerek kabul etmek, başka bir şey.
Zaten bazı Rumlar vize alarak da, Türkiye’ye gitmektedirler.
Bu güneyin tanınması anlamına, nasıl gelmiyorsa vizesiz olarak da gitmeleri tanınma anlamını, ortaya koymaz.
Kaldı ki, güneydeki siyasi partiler vize muafiyetini yeterli bulmayıp güneyin pasaportunun TC tarafından da, resmen kabul edilmesini, talep ediyorlar.
Vize olayını bir tanıma gibi algılayanlar bunun öyle olmadığını ilerleyen, süreç içerisinde göreceklerdir.
Vize olayı Kıbrıs müzakerelerinde masada, ciddi bir değişiklik yaratırsa, yani görüşme masasındaki, Türk tarafının, pozisyonunu değiştirip güçsüzleştirirse işte o zaman ciddi şekilde düşünmek gerekliliği ile, karşı karşıya kalırız.
Böyle bir durum yok.
Bu gün Sinirlioğlu’nun ziyaretinin ardından bu konu, daha da netleşecek.
Bekleyelim, görelim.