Değerli okurlar, ekolojik şartların değişmesi, insan oğlunun çevreye, diğer bir deyişle, tabiata karşı duyarsızlığı, ilgisizliği, çevreyi ve içinde barındırdığı, canlıların ve mikro organizmaların ortadan kalkmasına, diğer bir anlamda çevreyi katleden bir sanık, bir katil durumuna, istemese de düşürmektedir.
Bizim ülkemiz de bu konuda çok büyük bir tehlike içerisinde.
Yazımızın başı bir zamanlar kartal da, vardı.
Tabi, bulunduğumuz ülkeyi kast ediyoruz.
Sadece o mu ?
Ak baba da vardı.
Şahin de vardı.
Şu ortamda adada bulunmayan, bir çok kanatlı kuş türü de, vardı.
Deve de vardı.
Taşıt araçlarının, modernleşmesi sonucu adada Deveyi de tükettik.
İlaç namına bırakmadık.
Biz Deve’yi, Kartal’ı , Akbaba’yı gördük.
Çocuklarımız ise Bunları T.V‘lerde görüyor.
Yahut da Yurt dışındaki, hayvanat bahçelerinde.
Etrafı temizliyoruz diye, çevreyi, mahvediyoruz.
Nasıl mı ?
Çevre, tüm varlıkları ile, bir bütün oluşturur.
Toprağı ile, toprağın üzerindeki canlılarla.
Gerek bitki, gerek hayvan olsun.
Bir soru daha sormak istiyoruz .
Şimdilerde Kurbağa veya Kaplumbağaya rastlayan oldu mu ?
Mümkün değil.
Çünkü onları da mahvettik.
Nasıl mı ?
Dere yataklarını ve su evleklerini mahvederek.
Dere yatakları ve su arkları, Belediyelerin, çöplüğü haline getirildiler.
Dereler, Çöplük ve moloz dökülen yerler oldu.
Derelerde yaşayan hayvan ve mikroorganizmaları, bu dökülen atıklarla zehirledik.
Zehirlemeye de, devam ediyoruz.
Bunlar, yetmiyormuş gibi, Bir çok belediyemiz ise derelerde ve su evleklerindeki, ot ve bitkilerin büyümesini engellemek ve temizliği kolaylaştırmak için, bir de, tüm canlıların canına okuyan, zehirli ot ilaçları atmaktadırlar.
Geçen günlerde bir Belediyemiz sınırları içerisinde dereleri ıslah etmek için temizleme faaliyetine girişti.
Koskocaman bir greyder geldi.
Önünde devasa bir jilet.
Ne yapacağını, bu işi nasıl becereceğini, merak ederek izledik .
Jileti dere yatağının seviyesinin 5- 10 santim aşağısına daldırarak dereyi tıraşlamaya başladı.
2 – 3 kez gitti geldi.
Dere yatağını, bir güzel, içindekilerle tıraşladı.
Bunun başka yöntemi, yok mu ?
Ekolojik dengeyi, bilerek ve isteyerek değiştiriyoruz .
Bu denge tabiatın oluşumu ile sağlandı.
İnsan oğlu ise bu dengeyi değiştirmekte, kararlı.
Her geçen gün bir çok canlı türü yok edilmekte.
Çevre Bakanlığı, bu konularda ilgili örgütlerin de, görüşünü alarak, bir master planı hazırlamalıdır.
Bu gidişle Yılanı da, Fare’yi de çocuklarımız T.V‘lerde görecekler.
Tabii ekolojik dengenin değişmesinin, olumsuzluklarının, bizlere de yansıyacağını unutmayalım .